< <
1 / total: 9

Önsöz

Her dönemde insanlar, peygamberler ve elçiler aracılığıya doğru yola davet edilmişlerdir. İnsanlardan bazıları bu çağrıya uyup kendilerini Allah'a ve peygambere teslim etmiş, dünyada ve ahirette şerefli bir hayatı kazanmışlardır. Bazıları da, inkarda direnmişler ve dünyada zorlu ve sıkıntılı bir hayatı, ahirette ise sonsuz azabı hak etmişlerdir. Allah'ın gönderdiği mübarek peygamberlerden biri olan Hz. İsa (as) da tıpkı diğer peygamberler gibi, gönderildiği topluma bir ve tek olan Allah'a ibadet etmelerini, ahiret gününde hesap vereceklerini düşünerek yaşam sürmelerini, Allah'ın razı olacağı ahlakı yaşamalarını öğütlemiş, onları inkardan, şirkten ve her türlü kötülükten sakındırmıştır. Hz. İsa (as)'ın çağrısına uymayan inkarcılar ise, Hz. İsa'ya ve ona itaat eden müminlere baskı uygulamaya çalışmış, Hz. İsa (as)'ın tebliğine engel olmak istemişlerdir. Bunun için tarih boyunca pek çok peygambere ve samimi mümine olduğu gibi, Hz. İsa'ya da çeşitli tuzaklar kurmuşlardır. Bu tuzaklardan biri de Hz. İsa (as)'ı öldürmeye kalkışmalarıdır.

Andolsun,
Biz Musa'ya Kitab'ı verdik ve ardından peş peşe elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs'le teyid ettik…
(Bakara Suresi, 87)

Ancak Hz. İsa, doğumuyla ve hayatı boyunca gösterdiği mucizeleri ile çok kutlu bir peygamberdir. Allah, Hz. İsa için özel bir kader belirlemiş ve bu kader doğrultusunda, inkar edenlerin tuzaklarını bozmuştur. İnkar edenler, Kuran'da açıkça bildirildiği üzere, Hz. İsa (as)'ı öldürememişler, ancak onlara bu durumun bir benzeri gösterilmiştir.  Allah Hz. İsa (as)'ı, bilinen biyolojik anlamda canını almadan Kendi Katına yükseltmiştir. Hz. İsa, Kuran'ın pek çok ayetinde bildirildiği ve sevgili Peygamberimiz (sav)'in açıkça müjdelediği üzere, ikinci kez yeryüzüne gelecektir. Şüphesiz bu çok büyük bir mucizedir.

Hz. İsa (as)'ın öldürüldüğünü veya öldüğünü öne sürenler ise çok büyük bir yanılgı içindedirler. Bu kitabın amaçlarından biri, söz konusu yanılgıya kapılmış olan kimselere hatalı bir bakış açısına sahip olduklarını göstermektir. Kitabın ilerleyen sayfalarında, Hz. İsa (as)'ın ölmediği ve öldürülmediği Kuran'dan ayetler, Hz. Muhammed (sav)'in hadisleri ve İslam alimlerinin yorumları ile açıklanacaktır.

Bu kitap bir yandan Hz. İsa (as)'ın öldüğü yanılgısına kapılanlara bu gerçeği gösterirken, diğer yandan çok önemli bir müjdenin hatırlatılmasına aracı olacaktır. Bu müjde, Rabbimiz'in vaat ettiği gibi, Hz. İsa (as)'ın ikinci kez yeryüzüne gelecek olması ve bu gelişin işaretlerinin iyice belirginleşmesidir. Allah'ın izni ile bu mübarek insanın geliş vakti çok yakınlaşmıştır ve onun gelişiyle dünya çok büyük olaylara tanık olacaktır.

Samimi olarak iman edenlerin yapması gereken ise, bu kutlu dönem için en güzel şekilde hazırlanmaktır.

Kitabın ana konusunu oluşturan Hz. İsa (as)'ın ölmediğinin ve yeniden dünyaya gelecek olmasının delillerini incelemeye başlamadan önce bazı önemli hususların açıklanmasında fayda vardır. Öncelikli olarak bu konular üzerinde durulacaktır.

Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) Bu Yüzyılda Gelecektir

Her yüz senede bir din ahlakını bidatlerden kurtarmak ve yenilemek için Allah tarafından bir zatın gönderildiği, Sünen-i Ebu Davud, Mektubat-ı Rabbani gibi büyük ve muteber ehli sünnet alimlerinin eserlerinde açık bir şekilde belirtilmiştir:

Ebu Hüreyre'nin rivayetine göre; Resulullah (sav) şöyle buyurmuş: Gerçekten Aziz ve Celil olan Allah her yüz senenin başında şu ümmetin dinini bidatten (dine sonradan karışmış batıl uygulamalardan) ayıracak, yenileyecek (ilim sahibi) bir zatı gönderir. (Sünen-i Ebu Davud, 5/100)

Peygamberimiz (sav)'den rivayet edilen hadislerde ahir zamanda zuhur edeceği müjdelenen Hz. Mehdi (as)'ın çıkış zamanı olarak ise Hicri 1400 yılı verilmiştir:

"İnsanlar 1400 senesinde Hz.Mehdi (as)'ın yanında toplanacaklardır." (Risaletül Huruc-ül Mehdi, s. 108)

Bu 100 yıllık sürede İslam ahlakı belli bir süreç içinde tüm dünyaya hakim olacak, din ahlakına karşı mücadele veren Deccaliyet sistemi ise tamamen ortadan kalkacaktır. Ancak aşağı yukarı 100 sene kadar sürecek olan bu yükselme döneminin ardından yani Hicri 1500'lerle birlikte Dünya yeniden bir bozulma sürecine girecektir. Ehl-i Sünnetin büyük hadis ve fıkıh alimlerinden biri olan İmam Ahmed İbni Hanbel gibi birçok alimin birbirlerinden naklettikleri bir hadiste Peygamberimiz (sav) kendine kadar dünyada geçen zamanın 5600 yıl olduğunu bildirerek insanlık tarihinin başlangıcı hakkında önemli bir bilgi vermiştir:

Ahmed İbni Hanbel İlel'inde nakletti. İsmail b. Abdülkerim, Abdüssamed'den O da Vehb'den rivayet etti: DÜNYADAN BEŞ BİN ALTI YÜZ YIL GEÇMİŞTİR. (Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir zaman, sf. 89)

Diğer yandan başka birçok hadiste ise dünyanın ömrünün 7000 yıl olduğuna dair açık izahlar bulunmaktadır:

Enes Malik 'den tahric etti. O dedi ki, Resulullah (sav) buyurdu: DÜNYANIN ÖMRÜ, AHİRET GÜNLERİNDE YEDİ GÜNDÜR. Allah-u Teala buyurdu ki: RABBİN KATINDA BİR GÜN SİZİN SAYDIKLARINIZDAN BİN YIL GİBİDİR. Kim bir din kardeşinin Allah yolunda bir ihtiyacını görürse, Allah Teala onun için gündüzlerini oruçla, gecelerini de ibadetle geçirmişcesine ŞU DÜNYANIN YEDİ BİN YILLIK ÖMRÜ MÜDDETİNCE SEVAP YAZAR. (Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 88)

Dakkak b. Zeyd-ü Cüheni 'den rivayet ettiler: Ben gördüğüm bir rüyayı Resulullah (sav)'e anlattım. Bu rüyada Peygamber (sav) yedi basamaklı bir minberin en üst basamağında idi: O buyurdu ki, YEDİ BASAMAKLI GÖRDÜĞÜN MİNBER ŞU DÜNYANIN ÖMRÜ OLAN YEDİ BİN SENEDİR. (Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 89)

Hicri 1300'ün ve son bin yılın en büyük müceddidi olan Üstad Said Nursi Hazretleri ise İslam ahlakının hakimiyet süresi için Hicri 1500'leri vermiştir. Üstad bu tarihlere kadar ki dönemin Müslümanların açık ve aşikar galibiyet dönemleri olacağını ifade etmiştir. Bundan sonraki yıllarda ise İslam ahlakının dünya üzerindeki yükseliş döneminin sona ereceği ve kafirler için bir kıyamet kopmasının Hicri 1545 itibariyle söz konusu olacağını söylemiştir. (Doğrusunu Allah bilir.)

"Ümmetimden bir taife Allah'ın emri gelinceye kadar (kıyamete kadar) hak üzerinde olacaktır."

"Ümmetimden bir taife.." fıkrasının (bölümünün) makam-ı cifrîsi (cifir hesâbına göre olan netice, sayı değeri) 1542 (2117) ederek nihayet-i devamına (varlığının sonuna) îma eder. "Hak üzerinde olacaktır." (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1506 (2082), bu tarihe kadar zâhir ve aşikârane (açık ve ortada), belki galibane; sonra tâ 1542 (2117) ye kadar, gizli ve mağlubiyet içinde vazife-i tenviriyesine (aydınlatma görevine) devam edeceğine remze (işarete) yakın îma eder. "Allah'ın emri gelinceye kadar" (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1545 (2120), kâfirin başında KIYAMET KOPMASINA îma eder. (Kastamonu Lahikası, s. 33)

Büyük ehl-i Sünnet alimi Berzenci Hazretleri de dünyanın ömrünün Hicri 1600'e ulaşmayacağını yani Hicri 1500'lü yıllar içinde kıyametin kopmasının Allah'ın izniyle beklendiğini ifade etmektedir. (Doğrusunu Allah bilir.)

BU ÜMMETIN ÖMRÜ BİN SENEYİ GEÇECEK, FAKAT BİN BEŞ YÜZ SENEYİ AŞMAYACAKTIR... (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed b.Resul el-Hüseyni el-Berzenci, Pamuk Yayıncılık, İstanbul, 2002, s. 299)

Peygamberimiz (sav)'den rivayet edilen hadise dayalı olarak Suyuti Hazretleri ise yaptığı açıklamada şöyle belirtmektedir:

"BENİM ÜMMETİMİN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK."(Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi,
Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, Kitâbu'l-İlel, sh. 89)

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinden ve büyük İslam alimlerinin açıklamalarından da açıkça anlaşıldığı üzere, içinde bulunduğumuz Hicri 1400'ler Hz. Mehdi (as)'ın zuhur çağıdır. Bu yüzyılda Hz. Isa (as) yeniden yeryüzüne gelecek, Hz. Mehdi (as) zuhur edecek ve İslam ahlakı yeryüzüne hakim olacaktır.

 

1 / total 9
Harun Yahya'nın Hazreti İsa (as) Ölmedi kitabını online okuyabilir, facebook, twitter gibi sosyal ağlarda paylaşabilir, bilgisayarınıza indirebilir, ödev ve tezlerinizde kullanabilir ve siteyi referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin site ve bloglarınızda yayınlayabilir ve kopyalayıp, çoğaltabilirsiniz.
Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top