Cinayetlerin artışı ve yeryüzündeki zulüm sistemi, ahir zamanda, geçmiş kavimlerde olmadığı kadar fazla olacaktır

Bazı kimseler için, Darwinist mantığın getirdiği zulüm sistemini genel ifadelerle özetlemek, dünyaya getirdiği büyük belayı anlamak için yeterli olmuyor olabilir. Bu sebeple, günümüzde tüm dünyada insanların içinde yaşadıkları zulüm sisteminin net delillerini göstererek belanın çapını anlatmak çok daha iyi olacaktır.

Şu an dünyanın pek çok ülkesinde cinayetlerin olağanüstü oranlarda artması, adam öldürmenin son derece olağan hale gelmesi, kitle katliamlarının son derece soğukkanlılıkla yapılması ve insanların bunlara aynı soğukkanlılıkla seyirci kalmasının tek sebebi vardır: insanların birbirlerini gelişmemiş birer hayvan türü olarak görmeleri. Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde zayıfların elenmesi gerektiğini düşünerek sınıfta öğretmenlerini ve arkadaşlarını silahla tarayan bir öğrenci de, Afrika’da köylere girip katliam gerçekleştiren caniler de aynı mantığın ürünüdürler. Bütün dünyayı kana bulayan Hitler de, Stalin de, Lenin de, Mao da, Mussolini de aynı mantığın ürünüydü. Bunların tümünün çıkış noktası Darwinizm’dir. Çünkü çarpık Darwinist mantıkta, sözde sorumsuz bir hayvan türü olarak görülen bir insanın, hele bir de Darwinist mantıktaki kişiler tarafından zayıf ve güçsüz damgası yemişse, hayatta kalması için bir sebep yoktur. Hatta öldürülüp yok edilmesi, kendi iğrenç mantıklarına göre sözde doğal bir süreç, hatta ilerleme sağlayacak bir “elenme”dir.


Ahir zaman fitnesi artık son buluyor, tüm dünyada inananlar rahata kavuşuyor

Adnan Oktar'ın 22 Aralık 2009 tarihli Kocaeli TV ve Mavi Karadeniz TV röportajından

 

Ahir zamanda cinayetlerin bu derece yaygınlaşması, öldürmenin bu kadar kolay görülmesi, katliamların adeta normal karşılanması Darwinizm’in tüm dünyaya sahte bir hakimiyet kurmuş olması nedeniyledir. Bu gerçek 1400 yıl önce Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen hadislerle bildirilmiştir:

Cinayetler artmadıkça… kıyamet kopmaz. (İmam Şarani, Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 468)

Masum insanlar katloluncaya kadar Hz. Mehdi (as) çıkmayacak ve katliamlara yerde ve göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)


Ahlaksızlıklar Ve Sapıklıklar, Ahir Zamanda Hem Çok Kapsamlı Şekilde Hem de Tüm Dünya Çapında Yaygınlaşacaktır


Yalnızca cinayetler değil, şu anda dünyada büyük bir pervasızlıkla yaşanan ahlaksızlıklar da aynı sapkın düşünce tarzının ürünüdür. Günümüzde dünyanın pek çok ülkesinde tarih boyunca yaşanan ahlaki çöküntülerin en üst sınırlarına ulaşılmış durumda. Tarihte hiçbir dönemde ahlak bozukluğu bu kadar şiddetli olmamıştır. Peygamberlerin inkarcı kavimlerinin yaptıkları sapkınlıklar ve gerçekleştirdikleri zulmün tamamı ahir zamanda tüm dünya çapında yaşanmaktadır.

Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen hadislerde ahir zamanda ahlaksızlığın yayılacağı şöyle haber verilmiştir:

“Fuhuş açık olmadan… kıyamet kopmaz.” (Ramuz-El Ehadis, 91/7)

“Zinanın çoğalması kıyamet alametlerindendir.” (Buhari, Tecrid'i 1/16)

“Kıyamet yaklaşınca… kadınla yolun ortasında cinsel münasebette bulunacak kadar haya ortadan kalkar.” (Son Zamanlarla İlgili hadisler, s. 97)

“Erkekler erkeklerle, kadınlar kadınlarla yetindiklerinde… kıyamet yaklaşmış olacaktır.” (Ramuz-El Ehadis, 448/8; Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s. 480)

"Bir zaman gelecek kadınla yolun ortasında zina yapılacak. Kimse buna itiraz etmeyecek." (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 142)

Ahir zaman, her türlü ahlaksızlığın ve sapıklığın açıkça, hatta kimi çevreler tarafından takdir edilerek yaşandığı dönem olacaktır. Elbette bunun altyapısını oluşturan da yine Darwinist, materyalist ideolojidir. Çünkü Darwinist ideoloji, Allah inancını inkar ettiğinden, hiçbir ahlaki değer tanımadığından, insanları sözde tesadüflerin ürünü bir hayvan olarak gördüğünden, tüm dünyaya yayılmış bu sapkın felsefenin böyle dehşet verici sonuçlarının olması da doğal olacaktır.

Ahir zamanda ahlaksızlık ve insaniyetsizlik, bu propagandanın en önemli sloganları olan "modernlik", "çağdaşlık", "cesurluk" ve "özgürlük" adı altında pek çok ülkede adeta meşru hale getirilecektir. Kuşkusuz modern bir dünya görüşüne sahip olmak, çağın gelişmelerini yakından takip etmek, yeniliğe açık olmak güzel özelliklerdir. Ama bunu ahlaksızlık ve dejenerasyon için araç olarak kullanmak büyük bir aldatmacadır.

Ahir zamanda ortam, bu ahlaki çöküşü tetikleyen ve destekleyen çeşitli unsurlarla da dolup taşacaktır. Nitekim şu anda dünyanın pek çok ülkesinde barlar, gece klüpleri gibi sözde eğlence mekanları ahlaksızlığın adeta bir sektör haline gelmesini sağlayan yerler haline gelmiştir. Fuhuş sektöründen para kazanma adeta legal hale getirilmiş, çeşitli devletler tarafından desteklenir olmuştur. Bazı Uzak Doğu ülkelerindeki durum göz önünde bulundurulduğunda bu gerçek daha iyi anlaşılacaktır. Belirli çevreler tarafında verilen telkinin etkisiyle eşcinsellik neredeyse makul ve olağan gösterilmeye çalışılmış, TV’lerde ve yazılı basında adeta teşvik edilir hale getirilmiştir. Eşcinsel hakları, eşcinsel dernekleri, eşcinsel evlilikler gibi bu sapkınlığın önünü açan pek çok konu rahatlıkla gündeme getirilmekte, hatta bu sapkınlıklar bazı ülkelerin resmi kanunlarıyla korunmaktadır. Dünyanın pek çok yerinde çeşitli TV kanallarında ve kimi magazin dergilerinde sergilenen ahlaksızlıklar, bugün artık evlilik dışı ilişkilerin, fuhuşla geçimini sağlamanın, homoseksüelliğin, kumarbazlığın, yolsuzluğun, israfın son derece yaygın olduğunu göstermekte ve daha da önemlisi bu haber ve görüntülerle halkın bilinçli olmayan kesimleri de benzer bir yaşama özendirilmektedir.


Darwinizm fitnesi 150 yıldır insanları savaşa sürükledi, ahir zamanda ilk defa silahlar tamamen ortadan kalkacaktır 

Adnan Oktar'ın 10 Kasım 2009 tarihli Mavi Karadeniz, Ekintürk ve Kocaeli Tv röportajından

 

Fuhuşun kapsamlı şekilde yaygınlaştırılması ve hatta birçok ülkede yazılı ve görüntülü basın tarafından adeta teşvik edilir hale getirilmesi de ahir zamanda yaşanan ahlaki çöküntünün ibret verici boyutlarının görülmesi açısından önemlidir . Kimi zaman küçük yaştaki çocuklar bile bizzat kendi aileleri tarafından fuhuşa teşvik edilmektedirler. İnsanlar, evlilik dışı ilişkilere yönlendirilmekte ve bu ilişklier toplum içinde oldukça olağan karşılanmaktadır. TV’de, filmlerde, dizilerde verilen yoğun telkin hep bu yöndedir. Evlilik dışı ilişkilerden doğan çocuklar önemli bir toplumsal sorun halini almıştır. Her yıl sokağa bırakılan çocukların oranı oldukça fazladır ve bu çocukların bir kısmı yaşamını sokaklarda uyuşturucu ve fuhuş sektörünün pençesinde geçirmektedir. Ahir zamanda yaşanan bu manzara, Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde 1400 yıl öncesinden haber verilmiştir:

Büyüğe saygı, küçüğe merhamet kalkacak. Zina çocukları çoğalacak. O kadar ki kişi sokak ortasında kadınla zina edecek. (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s.140)

Günümüzden 50-60 yıl öncesine kadar ahlaksızlık olduğu bilinen ve şiddetle kınanan söz konusu kavramlar, dünyanın birçok ülkesinde Darwinistlerin tekelindeki medyanın etkisiyle şu anda çoğu insan tarafından son derece sıradan olaylar olarak görülmektedir. Oysa zina, Allah tarafından haram kılınmış büyük bir suç ve günahtır. Yüce Rabbimiz ayetinde şöyle bildirir:

Zinaya yaklaşmayın, gerçekten o, 'çirkin bir hayasızlık' ve kötü bir yoldur. (İsra Suresi, 32)


Ahir Zamanda Her Türlü Kötü Özellik Takdir Görecek, Haramlar Helal Kabul Edilecektir

Peygamberimiz (sav), ahir zaman toplumlarda inkarcıların Kuran ahlakından tamamen uzaklaşacağını ve haramların helal sayılacağını haber vermiştir:

“Hz. Mehdi (as), bütün haramların helal sayıldığı büyük bir fitneden sonra çıkacaktır.” (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

“Haram olan şeylerin helal sayılması… kıyamet alametlerindendir.” (İmam Şarani, Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 454)

Ahir zaman, her türlü kötü özelliğin bir arada yaşandığı ve toplum bazı kesimleri tarafından özendirildiği bir dönem olacaktır. Kuran’da Allah, insana vicdanlı davranmasını öğütlemiştir. Ahir zaman ise toplum içinde özellikle yaygınlaştırılan, okullarda, işyerlerinde adeta kanun gibi öğretilen tüm haramları adeta helal hale dönüştüren sapkın anlayışların geliştirildiği bir dönemdir. Güzel ahlak, saygı, sevgi, vefa, anlayış, hoşgörü, alçakgönüllülük gibi özelliklerin yerini hile, sahtekarlık, acımasızlık, bencillik, menfaatçilik gibi çirkin özellikler alır. Bu çirkin yapının hakim olduğu toplumlarda, toplum içinde ayakta kalabilmek için bu kötülüklerin baskın ve güçlü olmasına özen gösterilir. Yalan bolca kullanılır. İkiyüzlülük bu bozuk ahlakı yaşayan toplumların neredeyse her tarafına hakim olmuştur. İkiyüzlülüğün ve menfaatçiliğin getirdiği güvensizlik her yeri kaplamış durumdadır.

 

Kıskançlık mutlaka ön plandadır. Hatta adeta sevginin bir ifadesi gibi gösterilerek toplum içinde teşvik edilir. Kuran’da tevazu övülürken insanlar hep büyüklenmeye, birbirlerini küçük görmeye ve birbirlerini ezmeye yönlendirilirler. Bunun en büyük sonuçlarından biri de saldırganlık, hırs ve merhametsizliğin yaygınlaşmasıdır.

Oysa Yüce Rabbimiz, yeryüzünde büyüklenenlerin durumunu bizlere şöyle haber vermiştir:

Onlar yeryüzünde haksız yere büyüklendiler ve dediler ki: "Kuvvet bakımından bizden daha üstünü kimmiş?" Onlar, gerçekten kendilerini yaratan Allah'ı görmediler mi? O, kuvvet bakımından kendilerinden daha üstündür. (Fussilet Suresi, 15)

Kuran ahlakı insanların birbirlerini sevmelerini, birbirlerinin haklarını kendi haklarından üstün tutmalarını öğütlerken, toplum içinde Darwinist ideolojinin getirdiği güçlü ve avantajlı olanın ayakta kalması çarpıklığı yerleşmiştir. Onlar için kıyasıya bir mücadele ortamı vardır. Onların yanılgılarına göre, “insan bir hayvan türüdür. Hayvanlarla aynı biyolojik kanunlara tabidir. Diğer bir deyişle, insan da orman kanunlarına göre yaşamalıdır.” İşte bu çarpık mantığın tüm dünyaya hakim olması, ahir zamanda toplumun geçmişteki diğer toplumlardan daha farklı ve zorlu olduğunun en büyük kanıtlarından biridir.

Darwinist mantık, tecavüzün dahi insanın hayali hayvan atalarından kalma “son derece doğal” bir içgüdüsel davranış olduğunu iddia edecek kadar ileri gitmiştir. Bu kişilere göre, eşcinsellik gibi olağanüstü derecede sapkın bir davranış da, tıpkı tecavüz gibi doğal seleksiyonun ürünüdür. Böylesine sapkın düşünen insanlar için ensestin de aynı şekilde değerlendirilmemesi için bir gerekçe yoktur. Her sapkınlık sözde “doğal” sebeplere bağlanınca, sahte bir telkinle sözde meşrulaşması da son derece kolaylaşır. Bir kısım insanlara bu sapıklıkların haram bir fiil ve bir ahlaksızlık olduğu gerçeğinden uzaklaşarak, insanın sözde geçmiş atalarından gelen doğal ve genetik bir davranış özelliği olduğunu telkin etmek, bu ahlaksızlıkların yaygınlaşmasına son derece kolay bir yol açmış olur. İşte günümüzde pek çok toplumda  bu sahte telkin göz göre göre yaygınlaştırıldığından, bu ahlaksızlığın yaygınlaşması da o denli kolay olmaktadır.

Oysa Kuran’da, bu sapkınlıkların tümü haram kılınmıştır. Yüce Rabbimiz ayetinde şöyle bildirir:

"Siz insanlardan (cinsel arzuyla) erkeklere mi gidiyorsunuz? "Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz." (Şuara Suresi, 165-166)

Görüldüğü gibi Darwinizm, ahir zamanda dünyanın çeşitli ülkelerinde pek çok toplumun her türlü sapkınlığı ve ahlaksızlığı meşru karşılaması, cinayet, öfke, savaş ve haram yiyiciliği yoğun olarak sürdürmesi için oldukça uygun bir kılıf haline gelmiştir. Ahir zaman, bu sapkın mantığın tüm dünyaya yayılması nedeniyle, böylesine büyük ve geniş kapsamlı ahlak bozukluğuna sahne olamaktadır. Ahir zaman toplumunun başıbozuk yapısının varlığı ve devamı için gerekli tüm koşullar, Darwinist toplum yapısı ile sağlanmaktadır. 
 


2010-02-23 16:15:19

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top