Hürriyet Gazetesi Evrim Aldatmacasını Sürdürmek için Farklı Yollar Deniyor

17 Şubat 2009 tarihinde Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinde Nil Karaibrahimgil imzalı bir yazı yayınlandı. “Darwin’in Sergisi İstanbul’a Gelsin” başlıklı bu yazı ile Hürriyet gazetesi, Darwin’in ölmüş evrim teorisini yeniden canlandırabilmek için yeniden demagoji yoluna başvurmuştu. Söz konusu yazıda Nil Karaibrahimgil, Darwin’in ispinoz kuşlarına dayanarak geliştirdiği sahte teorisinin geçersizliğinin ispat edilmiş olduğunu muhtemelen bilmediğinden, Darwin’i ve teorisini övmektedir. Nil Karaibrahimgil, Darwinizm’in sahteliğini gösteren somut delillerin farkında olmayan azınlık içinde olacak ki, 150 yıl önce Darwinistlerin insanları aldatma yöntemlerinin hala geçerliliğinin olduğunu zannetmektedir. Bu sebeple, Karaibrahimgil’i bu konuda aydınlatmak için, Darwinizm’in tarihin en büyük sahtekarlığı olduğuna dair delilleri kısaca dile getirmekte yarar vardır:

17 Şubat 2009 tarihinde Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinde Nil Karaibrahimgil imzalı bir yazı yayınlandı. “Darwin’in Sergisi İstanbul’a Gelsin” başlıklı bu yazı ile Hürriyet gazetesi, Darwin’in ölmüş evrim teorisini yeniden canlandırabilmek için yeniden demagoji yoluna başvurmuştu.

Söz konusu yazıda Nil Karaibrahimgil, Darwin’in ispinoz kuşlarına dayanarak geliştirdiği sahte teorisinin geçersizliğinin ispat edilmiş olduğunu muhtemelen bilmediğinden, Darwin’i ve teorisini övmektedir. Nil Karaibrahimgil, Darwinizm’in sahteliğini gösteren somut delillerin farkında olmayan azınlık içinde olacak ki, 150 yıl önce Darwinistlerin insanları aldatma yöntemlerinin hala geçerliliğinin olduğunu zannetmektedir. Bu sebeple, Karaibrahimgil’i bu konuda aydınlatmak için, Darwinizm’in tarihin en büyük sahtekarlığı olduğuna dair delilleri kısaca dile getirmekte yarar vardır:

-          Yeryüzünün neredeyse tamamı kazılmış ve 100 mİlyon fosİl ele geçİrİlmİştİr. Bu fosillerin TAMAMI YARATILIŞ GERÇEĞİNİ İSPAT ETMEKTEDİR.
-          Bu fosillerin çok büyük bir bölümü, günümüzde yaşayan canlıların AYNISIDIR. Bunlar, DARWİNİZM’İ KESİN OLARAK YERLE BİR EDEN, Darwin’in adeta kabusu olan yaşayan fosillerdir.
-          Ve bu 100 milyon fosilden tek bir tanesi bile ARA FOSİL DEĞİLDİR.
-          Tamamı yaratılışı ispat ettiği için Darwinistler ele geçen bu 100 milyon fosili günümüze dek SAKLAMIŞLARDIR. Bu fosiller, Darwinistlerin hiç beklemedikleri bir anda YARATILIŞ ATLASI ile deşifre edilmiştir.
-          Ara fosilin olmayışı Darwinizm’i temelinden çökertirken, TEK BİR PROTEİNİN BİLE TESADÜFEN OLUŞAMAYACAĞI gerçeği Darwinizm’i moleküler düzeyde de kesin olarak ortadan kaldırmış bulunmaktadır. Tek bir proteinin tesadüfen oluşma ihtimali 10950’de bİr, yanİ SIFIRDIR.
-          Darwinistler teorilerinin çöküşünü ilan etmektense sahte fosİl üretmİşlerdİr. Kafataslarını birbirine yapıştırmış ve onyıllarca bunları ara fosil diye dünyanın en ünlü müzelerinde sergilemişlerdir.
-          Soyu tükenmiş MAYMUN KAFATASLARINI alıp bunları insanın hayali evrimine delil olarak göstermeye çalışmışlardır. Evrime delil gösterilmeye çalışılan KAFATASLARININ TAMAMI SAHTEDİR. 
-          Kambriyen patlaması, canlı tarihinin daha en başında tüm canlı türlerinin temel yapılarının varlığını göstererek DARWİNİZM’E MEYDAN OKUMUŞTUR. Darwin’e, yaşadığı dönemde en büyük rahatsızlık Kambriyen patlaması ile gelmişti.[1] Kuşkusuz Darwin yaşasaydı, ara fosillerin olmayışı, DNA’nın keşfi ve Yaratılışı ispat eden 100 milyon fosil karşısında hezimetinin büyüklüğünü anlayacaktı.
-          DNA’nın içinde BİR MİLYON ANSİKLOPEDİ SAYFASINI DOLDURACAK KADAR bilgi vardır. Böylesine muhteşem bir yapının tesadüfen meydana gelmesi imkansızdır.

 

İnsanlar 150 yıl boyunca aldatılmışlardır. Darwinistler sahte deliller ve demagoji ile insanlara göz göre göre, pervasızca yalan söylemişlerdir. Şu anda Nil Karaibrahimgil’in de düştüğü yanılgı, insanların 150 yıldır düştüğü yanılgıdan farklı değildir. Darwin’in örnek göstermeye çalıştığı ispinozlar içinde farklılaşmalar olduğu doğrudur. Tıpkı İsviçre’deki ineklerle Türkiyede’kilerin farklılıklar göstermesi, Ankara tavşanı ile İngiliz Angora tavşanının değişik özellikler göstermesi gibi farklı yerlerde yaşayan ispinozlar da birbirlerinden farklılık gösterebilirler.

Ancak sözkonusu gözlemin evrimsel bir değişim olduğu iddiası kesin ve bilimsel olarak geçersiz bir iddiadır. İspinoz gagasında gözlemlenen küçülme, ispinozların DNA’sında gerçekleşen herhangi bir genetik bilgi kazancına dayanmamaktadır. Bir diğer deyişle biyolojik bir yenilik sözkonusu değildir. Buradaki durum, ispinoz popülasyonlarında önceden varolan özelliklerin dış etkenlere bağlı olarak dalgalanma göstermesiyle ilgilidir. Ispinoz popülasyonlarına herhangi bir yeni bilgi eklenmemiş, canlılar farklı özellikteki farklı canlılara dönüşmemişlerdir. Canlılarda yeni genetik bilgi kazancı, yani evrimleşme sözkonusu değildir.

 

İspinozlar kendi genetik yapıları içinde ne kadar değişim gösterirlerse göstersinler, hiçbir zaman bir yarasaya veya bir kediye dönüşmeyeceklerdir. Söz konusu iddianın geçersizliğini buradan okuyabilirsiniz.

Söz konusu yazıda sahte evrime örnek olarak verilmiş ikinci senaryo ise, Darwinistlerin en ünlü sahtekarlıklarından biri olan sanayi devrimi kelebekleridir. Darwinistler, kuşlar tarafından avlanan açık renkli kelebeklerin doğal seleksiyon yoluyla hayali şekilde evrimleştiği iddiasıyla insanları aldatabilmek için ağaç kabuğuna ölü güve yapıştırmaktan ve bunların resimlerini çekip bilimsel yayın organlarında kullanmaktan çekinmemişlerdir. Bu büyük sahtekarlık hala bir kısım Darwinist yayınlarda yer almakta, sahte resimler ise bilimsel kaynak olarak kullanılmaktadır. Sanayi devrimi kelebeklerinin geçersizliği ile ilgili detaylı bilgiyi buradan okuyabilirsiniz.

Ağaç kabuğundaki böcekler her zaman kuşlar tarafından avlanmışlardır. Hangisi av olursa olsun, bu böcekler kısa bir süre içinde tekrar süratli şekilde üremeye başlarlar. Bunun evrimle bir ilgisi yoktur. Daha az avlanan böcek hiçbir zaman evrimleşip bir kuşa dönüşmeyecektir. Darwinistler, bu sahtekarlık ile dünyayı kandırmış olsalar da, artık düzenleri ortaya çıkmış, bu çirkin yalan deşifre olmuştur.

Türkiye’de insanların %95’i, Amerika’da %79’u[2], Darwin’in anavatanı İngiltere’de ise insanların %75’i[3] “tüm varlıkları Allah yarattı” demektedir. Bu oran gün geçtikçe daha da artmakta, insanlar bilinçlenmektedirler. Bilimsel deliller, Yaratılışı ispat eden fosiller ve Darwinist sahtekarlıklar ortadadır. İnsanlar tarih boyunca aldatılmış olmanın şaşkınlığı içindedirler. Ve şu anda tüm Darwinist izahlara gülüp geçmektedirler. Dolayısıyla Darwinist yayınların masalsı anlatımlarla, bilimsel içerikten yoksun izahlarla bu sonuçsuz demagojiyi devam ettirmeye çalışması boşunadır. Can çekişmekte olan bu sahte ideolojiyi hiçbir zaman canlandıramayacaklardır.

 

 

[1] Gould, Stephen J., The Panda"s Thumb, 1980, ss. 238-239
[2] http://wwrn.org/article.php?idd=30275
[3] Guardian, 2 Şubat 2009, Riazat Butt, "İngilizlerin sadece %25"i Darwin"in evrim teorisine inanıyor


2009-02-17 00:00:00

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top