Ahir zamanın imanı zayıf din alimlerinin özellikleri

"Kıyamet alâmetlerinden ve âhir zaman vukuatından (olaylarından) ve Bâzı a'malin (amellerin) fazilet ve sevaplarından bahseden hâdîs-i Şerife güzelce anlaşılmadığından, akıllarına güvenen BİR KISIM EHL-İ İLİM (ilim sahibi), onların bir kısmına zaîf (zayıf) veya mevzu (hadis) demişler. İMANI ZAYIF VE ENANİYETİ KAVİ  BİR KISIM DA (aklını beğenen, kendini büyük, kusursuz ve üstün gören; ve adeta kendi nefsini putlaştıran kişiler de (Allah'ı tenzih ederiz)), İNKÂRA KADAR GİTMİŞLER."

(Sözler, s. 355)


Bediüzaman Said Nursi, “imanları zayıf” ve “enaniyetleri güçlü” bir kısım alimlerin, Hz. İsa (as.)'nın çıkışını ve Hz. Mehdi (a.s.)'nin gelişini tevil ya da inkar edeceklerini haber vermiştir. Bediüzaman’ın dikkat çektiği bu sözde alimlerin bu yaklaşımları ise gerçekte, sosyalist, Darwinist ve materyalist eğilimli kimseler olmalarından kaynaklanmaktadır. Bu kişiler, kendilerinin üstünde bir makamın varlığını kabul etmeyen, hepsi kendini ayrı ayrı ilahlaştırmış (Allah'ı tenzih ederiz), kendilerini allame-i cihan kabul eden ve herkesten büyük gören insanlardır. Bu sebeple de, ne bir mezhebe tabi olmayı ne de Hz. Mehdi (a.s.)'ye uymayı kabul ederler. Hz. Mehdi (a.s.)'nin zuhuru gibi, Hz. İsa (a.s.)'nın ikinci kez yeryüzüne gelmesini kabul etmek istememelerinin sebebi de budur.

Bediüzaman açıklamalarında, bu kimselerin, kendi kanaatlerinin tam tersine, Allah’a inançlarında kuşkuda olan, imanları zayıf, akılları kıt kimseler olduklarını belirtmiştir.

Peygamberimiz (sav)'in vefatından sonra Ehli Beyt’e saldıran, Hz. Osman, Hz. Ömer, Hz. Ali ve Hz. Hüseyin ve Ehli Beyt imamlarını öldüren zihniyet de buydu. Enaniyetli, azgın, gizli dinsiz, fitneci siyaset anlayışıyla ruhu da yüzü de kararmış insanların tiynetidir bu kirli insan modeli.


AHİR ZAMANIN İMANLARI ZAYIF DİN ALİMLERİNİN VASIFLARI

  •  En önemli alametleri yüzlerinde nur olmaması; meymenetsiz bir yüz ifadelerinin olmasıdır.

  •  Bakışları devrik ve nefret doludur.
  •  Mimikleri çok yapmacıktır.
  •  Sürekli kendilerini ön plana çıkartırlar.

  •  Konuşmalarında bahsettikleri hiçbir şeyi Allah'a vermez; Allah'ın yarattığını dile getirmekten itinayla kaçınırlar (Allah'ı tenzih ederiz).

  •  Konuşmalarında kaderden, cehennemden, cennetten bahsetmekten kaçınır; bu konuları mümkün mertebe anlatmak istemezler.

  •  Bir konudan bahsederken, kendilerini müstağni görerek anlatırlar.

  •  Nezaketsiz ve her an tartışmaya hazır bir üslupları vardır.

  •  Sevgiyi, saygıyı, şefkati, merhameti bilmezler.

  •  Azgın ve saldırgan tavırlarıyla dikkat çekerler.

  •  Çok bilmiş ve ukala bir tavırları vardır.

  •  Dini bir meslek ya da bir itibar vesilesi olarak görürler.

  •  Arapça veya başka bir dil bilmeyen biriyle konuşurken, karşılarındaki kişinin ve halkın büyük bölümünün yabancı dil bilmediğini bildikleri halde, sırf bilgilerini gösterme ve sükse yapma amacıyla sürekli olarak Arapça konuşurlar.

  •  Dedikoducu, sinsi, gizli kindar yapıları vardır.

  •  Estetikten, sevgiden, merhametten, şefkatten, güzellikten pek bahsetmek istemezler.
  •  Dinle ilgili konuları Kuran’la, hadisle, vicdanla değerlendirmezler.
  • Yorumlarını ve değerlendirmelerini kendi kirli mantıklarıyla ve cılız akıllarıyla yapmaya çalışırlar.
  • Dinsizlere yaranmak, onların desteğini kazanmak için riyakarca konuşurlar.
  • Samimi dindarlara karşı küstah ve saldırgandırlar.
  • Dünyanın geçiciliğinden pek bahsetmek istemezler.
  • İnanmadıkları şeylere inanır görünürler.
  • Hizipçi, bölücü ruhları vardır. Bütünleştirici değillerdir.
  • Dinsizlere karşı saygılı, sempatik görünmeye çalışan çabaları vardır.
  • Samimi dindarlara karşı da, küçümseyici, nezaketsiz tavırları vardır.
  • Hasetliklerini, kıskançlıklarını gizlemeye çalışırlar, fakat açıkça belli olur.
  • Dinsizler böyle kişilere karşı çok itibar ederler, önemli görürler.
  • Dindarlara saldırmada genellikle böyle tiynetsiz kişiler kullanılır.
  • Dinsizler, dine ve dindarlara saldırmak istediklerinde, bu kişileri maşa olarak kullanırlar.
  • Dinsizlerin kendilerine gösterdikleri itibardan enaniyetleri daha da artar.
  • Detaylara girerek demagoji yapmada çirkin bir ustalıkları vardır.
  • Devre ve şartlara göre, bukalemun gibi şekil değiştirirler.
  • Dinsizlerin lehine, dindarların aleyhine demeçler vererek şirin görünmeye çalışırlar.
  • Dinsizlerin elinin altında böyle tiynetsiz bir ekip daima bulunur.

2009-01-05 20:21:48

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top