Sayın Adnan Oktar yıllardır sohbetlerinde terör örgütlerine karşı yapılan hava ve kara saldırılarının çözüm olmadığını, tam tersine bu saldırıların örgütlerin güçlenmesine sebep olduğunu anlatmaktadır. Çözümün fikri yolla; kitap dağıtarak, iman hakikatleri ve Kuran mucizelerini anlatarak, gerçek Kuran ahlakını öğreterek olacağını ifade etmektedir.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan da yaptığı bir konuşmasında, “Terör örgütlerinin cehaletle ve fitneyle mücadele ederek durdurulabileceğini” söylemiştir.

27 Ekim 2015, A9 TV

ADNAN OKTAR: Biz, IŞİD’in şiddetine, dehşet yöntemlerine şiddetle karşıyız, asla kabul etmeyiz. Bizde sevgi, ilim, irfan, akıl, fikir. Ama IŞİD’in bu sistemi gelenekçi Ortodoks İslam anlayışından kaynaklanıyor. Onları, ancak bilgiyle doğru çizgiye çekebiliriz. Kuran’la doğru çizgiye çekebiliriz, bombayla değil.

28 Eylül 2015, A9 TV

ADNAN OKTAR: Silah iyi değil, silahla mücadele ettikçe mağlup olur, ezilir ve akıl almaz bir güce kavuşur IŞİD, IŞİD'e katılım bu sefer milyonlar hesabıyla olur.  Bak önce yüzbinlerle başlar sonra milyonlara çıkar ve bu çok tehlikeli bir gelişme olur. Yani sevgiyi unutursa dünya o zaman yerini bela doldurur, unutmasınlar.

6 Şubat 2015, A9 TV

ADNAN OKTAR:  (Teröre karşı) Kitap dağıt, iman hakikatleri anlat, Kuran mucizelerini anlat, kardeşlikten bahset, sevgiden bahset, barıştan bahset.

25 Eylül 2014, A9 TV

ADNAN OKTAR: Dehşet yöntemleriyle olmaz bunlar, sevgiyle olur. Akılla olur. Yapılacak en güzel, doğru tavır sevgiyle, akılla, barışla, bilimle ortaya çıkmak; ikna ederek. 

Sen baskı yapamazsın ki. Sen ancak anlatacaksın, samimi olarak senden yana olanlar senin yanına gelir. Demokrasinin nimet yönü harikulade o açıdan.  Bağnaz düşüncede de bu yok, Ortodoks-gelenekçi İslam anlayışında da yok, komünist, Marksist-Leninist sistemde de bu yok. Yapılacak şey barışa çağırmak, kardeşliğe çağırmaktır. Bütün Ortadoğu istense kısa sürede cennete çevrilebilir.

17 Eylül 2014, Adnan Oktar'ın News Rescue ve Weekly Blitz'de yayınlanan makalesi

ADNAN OKTAR: Hava bombardımanı da dahil her türlü askeri operasyon Amerikan karşıtlığına sebep oluyor. Bu bombardımanlar sırasında sivillerin hayatını kaybetmesi, şehirlerin zarar görmesi, alt yapının yok olması söz konusu ülkelerde yılgınlığın ötesinde öfkeye sebep oluyor. Ve bu öfke en çok da radikal örgütlere menfaat sağlıyor. Milyarlarca dolar harcayıp kendisine karşı olan kitleler yetiştirmek, bu yolla terör örgütlerine insan kaynağı sağlamak kuşkusuz ABD açısından hiç istenmeyen bir durumdur. 
 
Afganistan’dan Libya’ya, Nijerya’dan Irak’a farklı coğrafyalarda askeri mücadeleyle geçen 13 yılın ardından ortada olan somut bir gerçek var: Radikal terör askeri yöntemlerle, şiddetle ve baskıyla yok olmuyor, bilakis daha da güçleniyor.