Sayın Adnan Oktar'ın Yeni Açıklamaları (3 Mayıs 2016; 12:00)

PEYGAMBERİMİZ (SAV)'E VAHYİN GELİŞİ VE BAŞKA BOYUTTAKİ BİR VARLIĞIN BİZİM BOYUTUMUZLA BAĞLANTIYA GEÇTİĞİNDE OLUŞAN AĞIRLIK HİSSİNİN BİLİMSEL AÇIKLAMASI

Bu gravitonlar yer çekimini belirleyen partiküller biliyorsunuz. Bunlar üst boyutlarda daha fazla bulunuyor. Üst boyuttan bir varlık bizim boyutumuzla bağlantıya geçince bizim boyutumuza süpürülmeye başlıyorlar. Yani oraya doğru gelmeye başlıyorlar. Bu teknik bir terim yani. Cebrail (a.s) bizim boyutumuzla bağlantıya geçince tam o noktada yer çekimi çok artıyor. Aynı şekilde cinlerle bağlantıya geçenler de çok daha az miktarda bunu hissediyorlar. Ağırlık hisseder mesela cin koluna geldiğinde kolu kurşun gibi olur. Bütün cinciler bilir. Böyle elektrik süpürgesiyle çekilmesi gibi o gravitonlar, bu partiküller bizim boyutumuza doğru akmaya başlıyorlar. Yani emiliyorlar oraya doğru. Cebrail (a.s) de geldiğinde o boyuttan geldiği için maddede o tarzda bir değişiklik oluyor. Peygamberimiz (s.a.v.)’e müthiş bir ağırlık geliyor Ama sonra gittiğinde ferahlıyor. Zaten insanlar dikkatlice bakmasınlar diye yüzünü tülbentle kapatıyorlar Peygamberimiz (s.a.v.)’in. Peygamberimiz (s.a.v.)’a her vahiy geldiğinde hemen anlıyorlar, terlemeye başlıyor çünkü, kızarıyor, gözünü kapatıyor anlıyorlar vahiy geldiğini. Hemen üstünü genişçe bir tülbentle kapatıyorlar, hiç kimse konuşmuyor, bakmıyorlar da Peygamberimiz (s.a.v.)’e. Sadece vahyi dinliyorlar.

Vahiy geldiğinde hemen başlarını öne eğiyorlar, nezaketen. Bakmıyorlar. Zaten adap edep onu gerektirir. Çünkü baygınlık hali geliyor. Orada oturup seyretmek olmaz. Ama yine de ne olur ne olmaz göz kayar diye yani insanın gözü bakabilir, sahabeler nezaketli olup hemen örtüyorlar yüzünü. Tülbent, ince tülbent ki rahatsız olmasın. Kalın örtü olursa rahatsız olur nefes alamaz. İnce, rahat hava alabileceği gibi tülbentle örtüyorlar. Çok sık nefes almaya başlıyor. Vücuda çok basınç olduğu için yani herhalde kalp atışı da çok yükseliyor anladığım kadarıyla çok çok sık nefes almaya başlıyor. Yani bir koşan adam gibi, vahyin ağırlığından. Böyle inci tanesi gibi tertemiz terler dökülüyor alnından yüzünden, o devam ediyor vahiy. Böyle “çıngırak gibi bir ses duyuyorum önce” diyor Peygamberimiz (s.a.v.). Çıngırak sesi gibi tıngır tıngır tıngır gibi bir ses. Yani bir çıngırağı andıran. Tın tın tın gibi ona benzer artık nasılsa anlıyordum o zaman diyor vahiyin geleceğini diyor. Zaten arkasından baygınlık hali geliyor.  Zaten çok manidar bak ayette diyor ki bak Cenab-ı Allah. Şeytandan Allah’a sığınırım; “Ey Muhammed doğrusu biz senin üzerine ağır bir söz bırakacağız.” Bak burada da Cenab-ı Allah işaret ediyor. Ağır. Müthiş bir ağırlık veriyor. Ama bunu zaten cin çağıran herkes bilir. Cinci dünyada milyonlarca bu işle ilgilenen adam var. Hepsi ağırlığı görmüş, duymuştur, bilmiştir yani. Yani bu sadece Peygamberimiz (s.a.v.)’in bu olayında açıklanması gereken bir durum değil. Cinlerde de aynı sistem oluyor. Çünkü o boyut ikinci boyut, üçüncü boyut. Biz üç boyutluysak onlar dördüncü boyutta olmuş oluyorlar. O boyut farklılığında bu oluyor.

 

PEYGAMBERİMİZ (SAV) MEHDİYET DÖNEMİNDE TELEVİZYONUN OLACAĞINI ÇOK NET ANLATMIŞTIR

İmam Rıza, İmam Mehdi (a.s)’nin özelliklerini anlatıyor. "Aklımda kaldığı kadarını anlatayım" diyor sahabi. "Mehdi insanların en bilgini, en hikmetlisi, en takvası, en halimi, en cömerti, en çok kulluk yapanıdır. Her tarafı görür" diyor. Herhalde televizyon internet ona dikkat çekiyor olabilir. "Onun gölgesi yoktur" diyor, herhalde televizyondaki görüntüsünü kastediyor. Çünkü televizyonda görüntü iki boyutlu olduğu için gölgesi olmaz. Televizyonu çok mükemmel açıklamış. Bak "her yeri görür" diyor. Sağı solu her yeri görür diyor. Gölgesi yoktur diyor televizyondaki görüntünün de gölgesi yok değil mi? "Gözü uyur fakat kalbi uyumaz." Yani kalbi sürekli Allah'la beraberdir diyor. "Ona ilham edilir" Allah kalbine ilham eder. "Kokusu misk kokularının en güzelidir." Çok güzel bir kokusu vardır diyor. "Duası müstecap (kabuldür) hatta dua etse taş ortadan yarılır" diyor. Yevm'ul-Helas 84'te. Yani hiç ummadık şeyler bile olur diyor onun duasıyla. Taş ortadan yarılır, onu mecaz anlamında söylüyor. Yani en olmayacak gibi olan şeyler olur anlamında diyor.

2016-05-19 00:48:26

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top