Sayın Adnan Oktar'ın 22 Ağustos 2016 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

A9 TV, 22 Ağustos 2016

 

(Tunceli’de dün gece sabaha karşı saat 04:50 sıralarında Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Komutanlığı ve Kaymakamlık binalarına PKK tarafından eş zamanlı saldırı düzenlendi. Bir asker şehit oldu, üç polis de yaralandı. Operasyon başlatılırken ilçede ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Urfa’da da bir saldırı oldu. İçinde dört Özel Harekât polisinin bulunduğu zırhlı aracın geçişi sırasında önceden döşenen patlayıcı infilak ettirildi. Patlamada bir polis şehit oldu, diğer üç polisimizde hayati tehlike bulunmadığı açıklandı.)

Her iki aslan da diğer kardeşlerinin yanına gittiler. Hepsini her gün heyecanla karşılıyorlar. Her gün yeni gelenler. Ta sahabe devrinde, Hz. Musa (a.s) devrinde, İbrahim (a.s) devrinde şehit olmuş aslanlar kesintisiz akış devam ediyor oraya. Allah gazalarını mübarek etsin. Şahadetlerini kabul etsin. Makbul etsin. Anne, babalarına Allah uzun ömür versin.

 

(“Fethullah Gülen Cemaatinin İçinde Suçlara Karışmamış İnsanlar Varsa Bunlara Bir Tavsiyeniz Olur Mu? Bu Dakikadan Sonra Ne Yapsınlar?” Sorusuna Cevap)

Vatana, millete hayırlı insan olmak için gayret etmesi lazım. Yine Mehdiyet yolunda ilerlesin ama sahte Mehdiyet değil gerçek Mehdiyet’i arasın. Çünkü gerçek Mehdiyet’te hükümeti, devleti devirmek yoktur. Hükümeti, devleti güçlendirmek vardır. Siyaseti güçlendirmek vardır. Zor kullanma yoktur; tavsiye vardır. Şefkat, merhamet vardır. “Dinde zorlama (ve baskı) yoktur.” (Bakara Suresi, 256) Kuran ayeti açık. “Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez.” (Bakara Suresi 185) “Allah’ın dininde zorlama yoktur” diyor Allah ayette; açık. “De ki: Sizin dininiz size, benim dinim bana.”  (Kafirun Suresi, 6) diyor yine ayette Cenab-ı Allah.

 

IŞİD Düşmanlığı Zihniyetini Güçlendirmek İstemelerinin Sebebi İslam Ve Müslüman Düşmanlığı Geliştirmektir

(Türkiye) IŞİD’e saldırıyorsa işte İngiliz derin devletinin istediği olmuş oluyor. Bu PKK’yı güçlendiriyor. PKK bölgeye daha da hâkim oluyor, daha gelişiyor. Türkiye’nin Doğu, Güneydoğusu yüzlerce kilometre boyunda en az iki yüz kilometre, üç yüz kilometre de eninde dev bir toprak parçası halinde komünist, Stalinist PKK devletiyle sarılıyor. Ve böylece o bölgede muhalif olan, PKK’ya karşı olan herkes IŞİD’li ilan ediliyor. Yani komünist olmayan herkes IŞİD’li ilan ediliyor şu an. Dolayısıyla bu PKK’nın işine yarıyor. PKK bölgeye adım adım hâkim oluyor. Müslümanlar da Türkiye’de büyük bir heyecanla “IŞİD’e karşıyız, IŞİD’i ezeceğiz.” Hayali bir düşman. Bizim IŞİD’le işimiz yok.

 

(“İngiliz Derin Devletinin Bir Helakı Olacak Mı? Ya Da Helak Olmayıp Dize Mi Gelecekler?” Sorusuna Cevap)

Helak demek yani tahrip olmak, ölmek falan değil; fikren bitecekler. Bak, bizler olmasaydık normal akışında Türkiye’de gelenekçi Ortodoks Müslümanlardan başka kimse olmayacaktı. Bir tek modern Müslümanlığı biz temsil ediyoruz.  Aydın, ilerici, demokrat, herkesi kucaklayan, sanata, bilime, estetiğe çok önem veren, sadece “Kuran” diyen, kınayanın kınamasından çekinmeyen, bir tek Allah’tan korkan, son derece dürüst ve candan İslam’ı anlatan, hiçbir çıkar peşinde olmayan, bütün hayatını İslam’a adayan, her şeyiyle benliğiyle İslam için gayret eden ve sahabe İslam’ını dünyaya yaymak için olanca gücüyle gayret eden bir topluluğuz. Hanımlar modern Müslüman kadınını temsil ediyor, beyler de modern Müslüman erkeğini temsil ediyor. Dolayısıyla bütün Avrupa’ya, bütün Amerika’ya tokat gibi bir cevap oluyor bu. İngiliz derin devletinin asla açıklayamayacağı bir durum var. Mesela bak, Mısır’da modern Müslüman hiç yoktu. Örnek gösterilecek Müslüman yoktu. Adamlar vurup indirdiler. Ama Türkiye’de biz olunca karşılarına balistik çelik gibi çıktık. Bak, İngiliz derin devletinden bizden başka bahseden yok. Onları bizden başka deşifre eden yok. Mesela adamlar diyor ki; “IŞİD” diyor. Hurra, adamlar IŞİD’in üstüne saldırmanın peşinde oluyor. Orada PKK gelişiyor, PKK’yı unuttun. PKK’ya karşı aynı şevkin yok.

 

İngiltere’nin Tarih Boyunca İşgal Ettiği Ülkeler, Dünya Genelinin Yüzde Doksanını Oluşturuyor

Yani şu ana kadar dünyanın yüzde doksanını işgal etmiş İngilizler. Günümüzdeyse on dördü deniz aşırı olmak üzere yirmi iki ülke Birleşik Krallık’a bağlı, yirmi iki ülke halen. İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, sayılan bu yirmi iki ülkenin dışında on altı ülkenin daha kraliçesi konumunda, resmi kraliçe yani. Bunlar bağımsız ülkeler fakat hala kraliçeye bağlılar. Bu ülkeler Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Jamaika, Barbados, Bahama Adaları, Grenada, Papua Yeni Gine, Samoa Adaları, Tuvalu, Saint Lucia, Saint Vincent ve say say bitmiyor; çok fazla yer. Bu ülkelerin tümüne “İngiliz Milletler Topluluğu” diyor İngiltere.

 

IŞİD, Ortadoğu’yu Helak Etmek İçin İngiliz Derin Devletinin Ortaya Attığı Bir Hile Ve Oyundur

Müslüman’ı Müslüman’a kırdırma oyunudur. Gelenekçi Ortodoks Müslümanları imha hareketidir. Bu oyuna kimse gelmesin. Dünya Müslümanlarının Allah’a çok şükür aydınlık, kaliteli sahabe dönemi Müslümanı modelini oluşturduk. O yüzden hiçbir şey diyemiyorlar bizler olduğumuz için Türkiye’de.

 

(Fatih Şehzadebaşı Camisi’ndeki Hatim Merasimine Katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan Şehitler İçin Kuran-ı Kerim Okudu.)

Tayyip Hocam’ın kıraati güzeldir. Allah, Darwinizm’i ortadan kaldırmayı da ona nasip etsin. Darwinist, materyalist eğitimi durdurmayı nasip etsin. Bak, cayır cayır Kuran okunuyor, gürül gürül Kuran okuyor ama aynı ülkede gürül gürül Darwinizm, materyalizm anlatılıyor. Camide Kuran okunurken aynı anda binlerce, on binlerce, yüz binlerce okulda milyonlarca öğrenciye Allah’ın olmadığı anlatılıyor. Darwinizm anlatılıyor, materyalizm anlatılıyor. Tesadüfen yaratıldığımız anlatılıyor. Darwinist, materyalist eğitime son verilmesi lazım.

 

İtikadı Yanlış Dahi Olsa İtikatlı Bir Toplum İtikatsız Olanlara Üstün Gelir. Bir Avuç İnançlı, İnancı İdeolojisi Olmayanlara Hakim Olur

İtikatlı bir toplum itikatsız bir topluma galip gelir. Yanlış dahi olsa. Mesela bak masonluk bir itikat topluluğudur. Dünya itikat yönünden zayıftır genelinde. Onlar itikatlı oldukları için rahatça hakim oluyorlar. Museviler itikatta güçlüdür inançta. İnançsız milyarlara hakim oluyorlar. Bir avuç inançlı inançsız milyarlara hakim oluyor. Yani boşsa bir insanın ruhu kafası fikir yönünden, zayıf bir fikir galip gelir. Darbelerin gelişme sistemi de öyle oluyor. Mesela diyor ki; ordunun hiçbir fikri olmasın. En zayıf bir fikir orduda galip gelir o zaman. Hiçbir fikir yoksa. Yani bir kere bu çok anormal bir laf, garip bir laf. “Ordunun hiçbir fikri olmasın, öğrencinin hiçbir fikri olmasın, halkın hiçbir fikri olmasın. Tarikatlar olmasın, cemaatler olmasın, cami cemaati olsun.” Ne istiyorsun sen? Nasıl bir toplum olacak? Olur mu öyle şey. Mesela bak PKK fikir bazında sapık bir ekol. Ama fikir olmayan sistem içerisinde Güneydoğu’da galip geliyor. Mesela bak hükümet tartışamıyor PKK’yla, tartışmaya girmiyor. Fikir yönüyle onlara karşı çıkmak istemiyor. Gelin sizle fikri tartışmaya girelim yahut bunlarla fikri mücadeleye girelim demiyor. Doğrudan askeri çözüm. Bak fikri mücadeleye giremiyor. Çünkü fikir yok. Zaten bu teşvik ediliyor. Öğrencilere diyor ki; “Yavrum hiç etliye sütlüye karışma sen. Kimseye karışma, işine gücüne, okulunu bitir, evlen, işine bak.” İşte bu felsefede o toplum boğuluyor. “Sana ne elalemin üç koyunu dört keçisi? Sen işine bak. Okulunu bitir, kendine bir iş bul, rahat hayatını yaşa. Karışma milletin etlisine sütlüsüne”. Bunlarla ilgili böyle çok fazla sloganlar var. Onun için böyle ilgisiz, alakasız, içine kapalı, sadece yemek yiyen, çalışmaya giden, yıl sonunda da artık ne zaman müsaitse tatile giden, 15-20 gün tatil yapan, ömrünü tüketmek için çeşitli uğraşlar bulan ama boş uğraşlarla uğraşan topluluklar dünyanın her yerinde hakim. Dolayısıyla çok küçük sıradan gruplar, sıradan fikir ekolleri galip geliyor.

 

Darbe Girişimi Gecesi Şehit Olan Tüm Yiğitlerimizin Fotoğrafları Şehrin Tüm Panolarında Olsun. Tüm Türkiye Yiğitlerimizi Birebir Tanısın

Bütün şehitler. Eksik bırakılırsa bu çok ayıp. Mesela kaç pano var? On bin pano var. On bin panoya şehitleri taksim edecekler. Hepsi görünecek. Onlarla ilgili kitapçık da çıkartsınlar. Şehitlerin resimleri olan bir kitapçık çıkartsınlar. Belediye bassın. Bunu da görelim. Şehitler unutulmaz.

Şehitlerin isimleri mahallelere, sokaklara verilsin. Her mahalleye, her sokağa o şehitlerin ismi mesela okullara. Her yerde. İsimler unutulmasın, resimler de unutulmasın. Aileleri unutulmasın.

 

Deccaliyet İnsanların Hayatı Boş Ve Anlamsız Olarak Görmelerini İstiyor

Boşlukçu felsefe deccaliyet tarafından insanlara öğretiliyor. Hayatı boş ve anlamsız ele almaları isteniyor. Genç kızlara mesela iyi bir koca bul, zengin bir koca bul, evlen. Birkaç tane de çocuk yap. Otur kocanın dizinin dibinde. Gezersin, çarşıya çıkarsın, yer içer yatarsın. İşte kocanla da arada sırada kavga edersin. Bağırır çağırırsın. Böyle evliliğiniz gider. Sonra torunların olur, onları okula gönderirsin. Böyle bir felsefe var. Adam maç muhabbeti yapıyor. Kahvehaneye gidiyor barbut oynuyor falan. Yani bomboş bir hayat felsefesi veriliyor. O zaman ahireti düşünmüyor insanlar. Ölürken düşünüyor ama iş işten geçmiş oluyor. Tam ölüm anında düşünüyor. Bazıları onu da düşünmüyor. Ancak ahirete gittiğinde anlıyor. “Eyvahlar bize, bu vaad edilenmiş” diyorlar.

 

Fas’ın Başına Gelen Bütün Felaketlerin Arkasında İngiliz Derin Devleti Vardır

Mesela Fas’ta olan bütün olaylar, darbeler şunlar bunlar benim şimdi İngiliz derin devletiyle ilgili anlattığım kitapta çok kapsamlı anlatılıyor. Fas’ın başına gelen bütün felaketlerin arkasında İngiltere vardır. En ince detayına kadar. Tunus’ta, Cezayir’de, Libya’da, Mısır’da, Ürdün’de hep İngilizler. Mesela İngiliz derin devleti 1906 ve 1911’de Fas’ta el altından iki ayaklanma başlatıyor. İngiltere için Fas önemli çünkü Cebelitarık Boğazı’nın karşı kıyısı olan Cebelitarık İngiliz kontrolünde biliyorsunuz. İkinci  Silistre Savaşı’nda İngiltere kamuoyunda savaşma isteği yoktu. O sırada Times Gazetesi Almanya da Kongo’yu işgal etmek istediğine dair bir haber yapıyor. Ve Başbakan Lloyd George da “Savaş nedenidir” diyerek donanmasını Fas’a göndermeye hazırlanıyor. Oyunu görüyor musun bak ne kadar ilkel basit yöntemlerle yapılıyor. Bu dönem sonrasında 1912’de Fas Fransız sömürgesi haline getiriliyor. Kırk yıl Fransızlar yönetiyor, İngiltere’nin teşviki ve yönlendirmesiyle. 1971 ve 1972’de Fas hava kuvvetleri iki defa darbe deniyor. Başarısız olunca İngiliz kontrolündeki Cebelitarık’a sığınıyorlar. Onlar yönettiği için darbeyi, aynı Türkiye’deki gibi.

Mesela İngiliz derin devleti 1906-1911’de Fas’ta el altından iki ayaklanma başlattığını söyledim ya. Ayaklanmalara karşı bak uyanıklığa bak Fransa’yı yardıma çağırıyor İngiltere. Çünkü onların kontrolünde onların emrine göre hareket ediyorlar. Fransa Fas’ı işgal ediyor bak kendileri de uğraşmıyorlar. Kendi yancılarına iş yaptırıyor, o anlamda. Yancı derken emrinde olan kişiler. Almanya da işgale karşı Fas’a ordu gönderiyor. Bu iki kriz Avrupa’yı Birinci Dünya Savaşı’na götüren en önemli olaylardan kabul ediliyor. İngiltere adeta oynar gibi İngiliz derin devleti, neticeyi elde ediyor. Savaş da başlatıyor, savaşı durdurabiliyor.

Mesela Cezayir’de bağımsızlık savaşında bir milyon Müslüman hayatını kaybetti. Üç milyon Müslüman da kamplara sürüldü. Bu konularda da mesela bir kısmında Amerika’yı kullanıyor, bir kısmında Fransa’yı kullanıyor tamamen kontrollerine almışlar.

İngiltere zamanında Rus donanmasının Baltık Denizi’nden geçmesine yardım etti. O dönemde Rusya’yı tam anlamıyla desteklediler. 1770 tarihinde o ünlü Çeşme baskını yaşandı. Rus donanması Kont Alexis Orlof’un komutası altındaydı. Yanında İngiltere’de donatılmış ve İngiliz subayları ve gemicilerine idare ettikleri dört Rus gemisi vardı. Bu gemileri getiren İngiliz amirali Elphinstone Ege Denizi’nde Mora açıklarında çatışma oldu. Rus ve Osmanlı amirallerini taşıyan iki sancak gemisi arasındaki çarpışmada her iki gemi de ateş alarak infilak etti. Bak adamların çakallığını görüyor musun? İngiliz derin devletinin. İki tarafı birbirine çatıştırıyor. Osmanlılar Çeşme’ye sığındı. Ruslar Osmanlı gemilerine burada sıkıştırdı teslim almaya zorladı. Ancak yenik olan Osmanlı donanmasını yaktılar. Bu fikir İngiliz amiral Elphinstone’dan çıktı. Bak yönlendiriyor gayet net de netice alıyor Osmanlı donanmasını yok ettirdi Ruslara. Kendisini hiç işin içine sokmadılar. Bak bir adamın amiralin sözüyle halloldu bu konu kendilerince.

Mesela İngilizler Hitler’i ortaya çıkarttılar, Stalin’i ortaya çıkarttı İngiliz derin devleti. İkisini birbirine savaştırdılar sonra Amerika’yı devreye sokup Hitler’i feci şekilde ezdiler Rusya’yla birleşip sonra Rusya’yı kendi içine çektiler kendi kontrollerine aldılar sonra. Çin’i komünistlerin eline teslim edip kendi kontrollerine aldılar koskoca ülkeyi. Şimdi de bütün dünyayı yönlendiriyorlar istedikleri gibi.

 

(Sisi yaptığı basın toplantısında kendisine yöneltilen Başbakan Binali Yıldırım’ın Mısır’la ilişkileri geliştirmek istediklerine ilişkin sözleriyle ilgili soru üzerine “Mısırlılar ve Türkler arasında düşmanlığı gerektirecek bir durum bulunmuyor. Biz Mısır politikalarını gözden geçirmesi için Türkiye yöneticilerine gereken zamanı tanıyoruz. Türkiye aleyhine düşmanca bir açıklama yapmadık.” Dedi.)

Bu konuda da sürekli hükümeti teşvik ediyoruz. Mısır’la dost olmak için. Kardeşim Firavun’la bile Hz. Musa (a.s) gidip konuşuyor. Bu adam Firavun’dan daha mı aşağı? O zaman konuşulur. Çünkü biz Mısır halkıyla dostuz yani hükümetiyle aynı kafadayız demiyoruz, Mısır halkını seviyoruz biz. Hükümet yanlış yolda, Rusya da ona kalırsa Müslümanları katlediyor, şehit ediyor ama görüşüyoruz. Yani bağlantının kopması yanlış bir şey. Biz Rus halkını seviyoruz. Hükümetlerinin yanlış politikalarını destekliyoruz anlamına gelmiyor bu.

2016-09-03 15:58:53

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top