Sayın Adnan Oktar'ın 8 Eylül 2016 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

A9 TV, 8 Eylül 2016

 

(Süleymanlı kardeşlerimizin lideri olarak bilinen Arif Ahmet Denizolgun hayatını kaybetti. Kendisine Allah’tan rahmet, sevenlerine sabır temenni ediyoruz.)

Allah rahmet etsin. Allah gani gani rahmet etsin. Yüzlerce-binlerce Kuran kursunun açılmasına vesile oldu. Binlerce-on binlerce hafız yetiştirilmesine vesile oldu. Asıl Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri’nden Allah gani gani razı olsun, böyle evlatlar yetiştirdi. Mübarek muhterem insanlar. Eskiden hafız bulmak çok büyük sorundu. Namaz kıldırmaya bile, cenaze namazına bile imam bulmak çok güçtü. O zamanlar Allah razı olsun Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, Hızır gibi imdada yetişti, Anadolu’yu çiçek tarlası gibi süslediler. Her yeri Kuran kurslarıyla donattılar. Yüz binlerce hafız var şu an maşaAllah. Ne mutlu ona, Şeyhimiz’in yanına gitti.

 

(Cumhurbaşkanımız bugün yaptığı açıklamada, sizin günlerdir yaptığınız uyarılardan sonra cemaatlerin Gülen örgütüyle bir tutulmaması gerektiğini anlattı. Sayın Erdoğan Türkiye’de inanç değerlerinin etrafında toplanmış kişilerin yürüttüğü pek çok faaliyetin bulunduğunu bildirdi. Bu grupların gerçekleştirdikleri eğitim hayır, kültür, dayanışma, irşat faaliyetlerinin milletin ilgisine mazhar olduğu gibi bazı dönemler hariç devleti de rahatsız etmediğini ifade etti.)

Tarikatlarda bir anormallik olsa biz zaten ona kanunla hukukla müdahale ederiz. Fethullah Gülen hareketini biz biliyorduk yani herkes biliyordu fakat böyle bir alçaklık yapacaklarını, içlerinden böyle kahpelerin çıkacağını tahmin etmedik. Bunlar homoseksüelliğe yakayı kaptırmış, Rumiliğe yakayı kaptırmış ve en beteri de İngiliz derin devletine yakayı kaptırmışlar. Bunu ummuyorduk çünkü bir dava varsa ortada yani değil mi Müslüman net karşıdır İngiliz derin devletine. Deccale karşıdır, Darwinizm’e karşıdır, teslim olmadık yer kalmamış ki onlarda. Hepsi değil ama büyük bir bölümü teslim olmuş. Şimdi de içlerinden homoseksüel falan çıkmaya başladı, yakayı felaket kaptırmışlar.

 

Abdülhamit Dönemi Osmanlı'nın En Çok Toprak Kaybettiği Dönem Olmuştur. Osmanlı'ya Darwinizm'in Girmesi De Aynı Döneme Denk Gelir

Abdülhamit 622 senelik Osmanlı İmparatorluğu döneminde en çok toprak kaybeden kişidir. En çok toprak onun zamanında kaybedildi, Abdülhamit devrinde. Osmanlı’nın yıkılışında ana merkezdir Abdülhamit. Hareket Ordusu’nun önünde Hızır’ı gördüm diyor, yani Osmanlı Devleti’nin yıkılması gerektiğini anladım diyor. Şimdi ledün yönüyle bakarsak olay bambaşka ama biz zahirle mükellefiz. Zahire göre anlatayım ama batınında Osmanlı’nın yıkılması gerekiyordu Mehdi (as)’nin çıkması için. Osmanlı varken, halife varken Mehdi (as) çıkamaz, fitne olur. Halifeliğin ilga olması gerekiyordu. Şahsı manevisi duruyor hilafetin Büyük Millet Meclisi’nde ama şahsa geçmesi için bekliyor. Şahsı manevi olarak muhafaza ediliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Ankara’da muhafaza ediliyor. O da ayrı, o da ledün ilmi içerisinde bilinen bir konu. O meclisin bombalanması da başka bir anlam taşıyor. Vakit açısından da başka anlamı var.

 

Abdülaziz İntihar Etti Diyorlar. Oysa İngiliz Derin Devleti Tarafından Öldürülmüştü

Abdülaziz intihar etti diyorlar. İngiliz derin devleti tarafından katledilmiştir, şehit edilmiştir. İki bileğini birden bir insan kesebilir mi? İki bileğini birden keserek derince, yani koparttılar liflerini falan tam anlamıyla. Müslüman adam Abdülaziz, niye intihar etsin? Kesip, hareket etmesini engelleyerek, tamamen kan kaybından orada hayatını kaybetmesini sağladılar ve şehit ettiler. İngiliz derin devletinin casusları tarafından şehit edildi Abdülaziz. Sonra da Abdülhamit’i yerine geçirdiler. İngilizler Abdülhamit’i istiyorlardı. İlk yaptıkları faaliyet Osmanlı’da Darwinist propagandayı en yaygın hale getirmek. Bakın, Cisri’nin yazdığı Darwinizm’i anlatan, Allah’ı, dini reddeden bir eser. Yirmi bin adet, ilk baskısı 20 bin adet. Osmanlı’nın bütün önde gelen paşalarına, milletvekillerine, devlet adamlarına bir bir elden eve teslim verildi kitap, Abdülhamit’in talimatıyla. Beşinci Murat normalde geçmesi gerekiyordu, o deli dediler. Rapor verdiler ona, akıl hastası diye. Yine İngiliz derin devletinin müdahalesiyle. Ne yapacağız o zaman dediler, e o zaman işte Abdülhamit’i yapacaksınız dediler. Mithat Paşa, Abdülhamit’in sadrazamı Mithat Paşa İngiliz basınında akıl almaz övülüyordu. Var ya şu an yapıyorlar ya böyle tipler, akıl almaz övülüyordu. İngilizler böyle göklere çıkarıyorlardı Mithat Paşa’yı. Koyu Darwinist’ti. İlk yaptığı icraat Mısır’ın İngilizlerin, Tunus’un da Fransızların kontrolüne geçmesine aracı oldu. Bak Mısır’ın İngilizlerin eline geçmesine, Tunus’un da Fransızların. Tunus’u zaten İngilizler Fransızları yönlendirerek işgal ettirdiler. Tunus’ta akıl almaz kan akıtıldı. Hanımların ırzına geçildi, çarşafları yırtıldı. Mahvettiler. Mısır İngilizlerin eline geçti. Orada en yoğun Darwinist propaganda o dönemde yapıldı. Bütün okullar, üniversiteler, El Ezher tamamen İngiliz yönetimine geçti, İngiliz derin devletinin yönetimine geçti. El Ezher’i zaten kurduranlar İngilizler, İngiliz derin devleti.

 

15 Temmuz Gecesi Tertemiz İnsanlarımızı Şehit Edenleri Hiçbir Zaman Unutmayacağız. Kanunla Hukukla Hepsinin Hesabı Sorulacak

Bir de bu vatandaşlarımızı şehit etmeleri konusu bu benim kafama bayağı takıldı. Bu böyle hazmedilecek gibi bir konu değil. Yani her gün aklımda. Bunun hesabı mutlaka sorulacak onu söyleyeyim. Yani ben yaptım yanıma kaldı diye bir şey yok. Bunu yapanlar iyice bunu kafalarına koysunlar. Acele etmeyişimiz sağlam yürümek istememizden kaynaklanıyor. Acele etmiyoruz. Sağlam yürümek için bu gerekiyor. Ama inansınlar fitil fitil burunlarından getireceğiz. Kanunla hukukla. Yani hiçbir şekilde yanlarına kalmaz ve asla unutmayız. Unutulacak gibi değil. Çok mazlumdu o geceki insanlar. O adamcağız yaşlı amca. Hatırlıyorsunuz değil mi? Ne kadar tatlı Anadolu şivesiyle anlatıyor. Daha hala mazlumluğunun o güzelliği devam ediyor. Daha hala içine bir öfke gelmemiş. Ama benim içime öfke geldi. Onu söyleyeyim. Böyle bir kör dövüşle netice almaya kalkmak olmaz çünkü burada Türk Milletine karşı bir hareket var. Tayyip Hoca burada hedefmiş gibi görünüyor ama hedef o değil. İngiliz derin devleti Türkiye’yi kontrol altına almak istiyor. Tayyip Hoca’yı herhalde pek hazmedemediler anladığım kadarıyla. Ona iyi destek sağlamak lazım. Yani bunlar çok kolay adam iktidara getirip çok kolay adam götürürüz kafasındalar. Bunu yapamayacaklarını gösterelim. Onların planına göre çoktan gitmesi gerekiyordu. Yok, müsaade etmeyeceğiz.

 

(Türk Hava Kuvvetleri’nde bir ilk yaşandı. İlk defa filo komutanlığı görevine bir kadın subay atandı. Hava Pilot Binbaşı Esra Özatay akrobasi ekibi Türk Yıldızları 134. Filo Komutanı oldu.)

Tebrik ederiz. Bayağı nurlu, temiz yüzlü, hoş bir hanım. Allah sağlık sıhhat versin, aferin iyi güzel. Sayılarını artırsınlar hanımların daha çok olsun.

Ben Hiçbir Zaman Eleştirilerimi Yıkıcı Yapmam. Hep Yapıcı O Kişiyi Kazanacak Şekilde Eleştiri Yaparım, Her Zaman Şefkatli Üslup Kullanırım

Mesela dediler ki PKK’lıların dağa çıkmada amaçları kadın kız, uyuşturucu; bunun için çıkıyorlar dediler, ben bu yalan dedim. Bu doğru değil, dürüst olun dedim. Adam, kadın kız için, uyuşturucu için dağa çıkmaz dedim. İdeolojisinden dolayı çıkıyor. Sapkın ideolojisinden dolayı çıkıyor. Doğrusunu konuşun dedim. Fethullah Gülen konusunda da ben hepsine ayetle, açık mantıkla izah ettim. Doğrusu bu dedim, doğru yola gelin dedim. Hatta hükümetle de aralarını bulmak istedim. Enaniyet yapmayın, kibir yapmayın, büyüklük yapmayın dedim. Bak Allah sizi helak eder dedim. Uğursuzluk gelir yapmayın bunları dedim. Aylarca yıllarca uyardım, bela geliyorum dedi. Belgeler ucu bucağı yok. 

 

Bölgede Gençler İçin Kitap Kafeleri Yapılması Düşünülüyor Ama O Kafelerde Darwinizme Materyalizme Cevap Verecek Bilimsel Eser Konulamıyor

Mesela PKK’yla mücadele, ya diyor adam hayret ediyor, anasının çorbasını niye içmiyor bu diyor. Gitsin evinde sıcak yatağında yatsın, diyor. Oğlum yavrum diyor, dağda ne işiniz var sizin? Hani dedeler olur ya emekli dedeler, bir mana veremez, yavrum gel diyor aşağı diyor böyle. Dağa bağırıyor. Ne istiyorsun dede diyor. Gel çorbanı iç yavrum diyor. Ananın sıcak çorbası naneli güzel, dağda ne işin var mantığı. Bu çok korkunç bir şey, anlamamış Marksizm’in, Leninizm’in derin karanlığını. Komünizmin o şeytani cazibesini anlamamış yani nasıl korkunç bir sistem olduğunu da görmüyor terörizmin.  Şeytan onlara onu çok hoş gösteriyor ve bunu eğitimle elde ediyorlar, Darwinist materyalist eğitimle. Yavrum diyor size kütüphane kuralım diyor. Kütüphaneye Darwinist materyalist kitaplar koyuyorsun, PKK’lıları eğiteceğiz kütüphanede diyor. Hangi kitapları koyacaksın? Darwinist materyalist kitapları koyacaksın, Darwinizm’in geçersizliğini anlatan bir kitap koyabiliyor musun? Marksizm’in komünizmin yanlışlığını anlatan bir kitap koyabiliyor musun? Yok. Devletin böyle basılmış bir kitabı yok, böyle bir çalışması da yok. Sadece Darwinizm’i savunan kitapları var.

 

Hücrenin İçi Öyle Şaşırtıcı Bir Dünya Ki, Asıl İnsan O Hücrenin İçinde. Molekülün Aklı İnsan Aklından Milyonlarca Kat Üstün

Öyle acayip bir dünya ki hücrenin içi, asıl alem orada. Asıl insan hücrenin içinde. Moleküllerin içinde asıl insan çünkü insan beyninden daha akıllı daha kapsamlı molekül. Molekülün aklı ile insanın aklı kıyaslandığında insanın aklı ilkel kalıyor. Çok, çok geride kalıyor. Binde biri bile değil, on binde biri bile değil insan aklı molekülün aklının yanında. Bu nefes kesici sistemi tabii her gün sabah, akşam, öğlen, ikindi, yatsı hep akılda tutmak lazım yani bu çok büyüleyici bir sistem.

 

Ermeni, Rum, Musevi Kim Olursa Nefret Ediyorlar. Bu Sevgisiz Bakış Açısı Normal Değil. Hepsi Bu Toprağın Güzellikleri, Gitmeleri Acıdır

Ermeniler dünya tatlısı oluyorlar. Bayağı şeker insanlar, bayağı zekiler. Çok temiz, titiz, nezih insanlardır. Acayip korkuttular o canlarımı onlar da yurt dışına attı canını. Museviler, bir avuç Musevi vardı onlar da gittiler. Ferahladın mı, soğudun mu yani? Bu nasıl bir kafadır? Bırak yaşasınlar. Güzel insanlar bunlar yapmayın, etmeyin. Rumların hepsini ürkütüp kaçırdılar. Dünya tatlısıdırlar onlar, şiveleri falan bayağı şekerdir. Adamları niye üzüyorsunuz? Bırakın bu Türkiye’yi güzelleştirsinler. Ermeniler hep ustadır. Hep sanatçıdır. Ahşap ustası, altın ustası böyle metal ustası, çok zeki çok akıllı insanlar. Onlar gitti sanat da onlarla beraber gitti. Museviler çok akıllı insanlar kimi doktor oluyor, kimi mühendis oluyor. Türkiye’nin imarında çok büyük faydaları oluyor. Adamları niye ürkütüyorsunuz? Niye kızdırıyorsunuz? Niye mahcup ediyorsunuz? Niye tedirgin ediyorsunuz?

 

(Milli Eğitim Bakanlığı’nca bölücü terör örgütü ve uzantılarına destek verici nitelikte faaliyetlerde bulunduğu tespit edilen 11 bin 500 öğretmen açığa alındı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Müezzinoğlu “Kamuda terör örgütü PKK yandaşı olanlar için işlem başlatıldığını açıkladı. Sadece öğretmen değil PKK sempatizanı ne kadar memur varsa görevine son verilecek.”)

Doğru. PKK’yı okullardan da kovsunlar. Öğrenciyim diyor, okulda toplanıyor PKK marşı söylüyorlar, PKK sloganları atıyorlar, askeri parkayla geziyorlar, okulda öğrencilere saldırıyorlar, geçenlerde aslanımızı şehit etmişlerdi biliyorsunuz. Bu psikopatlara bu imkanı vermemek lazım. Bunlar İslam’ın neşe ve sevinç içinde yaşanacağına inanmıyorlar. Hatta o yüzden “Ben Müslümanlığı yaşayacağım ama altmış yaşıma gelince yaşayacağım, emekli olunca yapacağım.” Niye diyoruz? “Çünkü her şeyden el eteğe çekeceğimiz için şimdi eğleniyoruz” diyor. “Müzik var, geziyoruz, konuşuyoruz, dans ediyoruz ama Müslüman olunca bunu yapamayız” diyor “onun için yaşlanınca Müslümanlığı yaşayacağım” diyor. Halbuki öyle bir şey yok, dans da var, müzik de var istediğin gibi eğlenirsin sadece bir avuç haram var onları yapmayacaksın, çok az sayıda haram var, kolay ibadet var, namaz var onu yapacaksın. Bunun için yetmiş yaşına gelmeyi beklemenin bir alemi yok. Ayrıca yetmiş yaşında zaten yapmıyorsunuz, o kafada.

 

Münafıklarla İlgili Açıklamalar

Münafığın geldiği belli olmaz, çıkışı da belli olmaz böyle onun sinsiliğin, ruhunun karanlık yansımasının bir ürünüdür bu, bu çok manidar mesela bundan kurtulamaz münafık, belirleyici özelliklerinden birisidir. Bir de münafık düzelme alameti gösterir, nekahet dönemi vardır geçicidir, münafık manyaktır. Çok geçici düzelme atakları gösterir, hemen yeniden manyak atağına geçer. Müslümanlar için bu aldatıcı olmaması lazım, münafık kolay kolay düzelmez. Ağır bir hastalık şeklinde devam eder ama kendini iyileşmiş gibi gösterebilir fakat ilk fırsatta o manyaklığı, o psikopatlığı hemen kendini gösterir yani kronik zeminde ilerler münafıkta o hastalık, şeytan yakasını bırakmıyor münafığın. Çünkü Allah’tan yana olmadığı için münafık şeytan da ona çöküyor ve bırakmıyor.

Münafık konuşma dilinden ziyade vücut dilini kullanır. Mesela alçaklığını, ahlaksızlığını yüzündeki o pis ifadesi, şeytani ifadesinden vurgular ama sorduğunda gayet kibar cevap verebilir. Nasılsın? Dediğinde “Teşekkür ederim iyiyim, Allah razı olsun” der. Sen nasılsın ama memnuniyetsiz ve iğrenç ruhunu yüzüyle yansıtır. Pis bir elektriği vardır münafığın. Sessiz protestolar yapar, çirkin mimikler işte suskun durmalar mesela konuşması gereken yerde konuşmaz, konuşulmayacak yerde böyle münasebetsiz bir cevap verir. Açık net olarak ahlaksızlık yapar ama onun ispat edilmeyecek şekilde olması onu hoşnut eder. Mesela niye böyle ahlaksızlık yapıyorsun dersen, “ne var yaptığımda bir şey yok ki falan” der. “Ne yapmışım?” falan der. O çok şeytani bir politikayla bunu yapar. Mesela alçaklığını, karaktersizliğini yüzünden lağım gibi akıtır, eylemleriyle akıtır ama fiili ispat olamayacağını düşündüğü için de onun rahatlığı içindedir. Münafığın eğlencesi de bu türdedir. Biz nasıl müzikle eğleniyorsak, münafık da öyle eğlenir kendince. Cehennem eğlencesi vardır onda. Münafığın cennet eğlencesi olur, münafığın da cehennem eğlencesi Allah ona “şölen” diyor zaten. Sürünür, ızdırap çeker onu eğlence gibi görür münafığın bir özelliği.

Mimikleri pistir münafığın böyle iğrenç mimikleri olur, suskunluğu pistir böyle hayvani bir motizme girer vahşi mesela normal cevap verilecek yerde normal cevap veremez münafık ve normal konuşulacak yerde de konuşmaz. Hayvani bir durgunluk vardır, yüzündeki o anormallikten münafık anlaşılır. Sadece o türe has bir özelliktir bu, müminlerde olmayan bir özellik bütün münafıklarda olur o. Münafık tanımada çok önemli belirleyici bir alamettir.

Münafık kar, zarara göre Müslümanların yanında kalır. Şaşırıyorlar niye yanımda kalıyor diye. Menfaat hesabını düşünür yani kaldığı yerin rahatlığı, yiyecekler, imkanlar falan ona göre düşünür. O menfaatleriyle küfrü kıyaslar, küfür çok fazla yüz vermiyorsa yanaşmaz. Yine Müslümanların içinde Müslüman taklidi yaparak devam etmeye çalışır. Anlaşıldığını hissederse Müslüman taklidinin dozunu biraz daha artırır hissedildiğini anlarsa. Ama tabii kontrol edemediği yönleri vardır münafığın, yüzündeki o melanet ifade, o pislik ifade kontrol edemediği bir yönüdür, vahşileşir umulmadık bir ruh hali ve tepkisizlik gösterir. Münafıkta tepkisizlik çok dikkat çeker. Mesela onunla ilgili bir konu anlatırsın tepkisizdir, bir şey söylersin tepkisizdir veya cılızdır tepkileri normal insan tepkisi gibi değildir ama bunu herkes çıkaramaz, düz bakan çıkaramaz onu Bediüzzaman ayrı anlatıyor. “Şeytani derin bir zekavete sahiptir” diyor. Zekasının bağlantısı şeytan olduğu için diyor müthiş bir zekavete sahiptir, normal bir Müslümanın onunla baş edemeyeceğini söylüyor. Onun için böyle harika bir akla sahip olmak gerekir diyor, onunla mücadele edebilmek için, münafıkla mücadele için bu gerekiyor.

Münafığın en rahatsız olduğu şey namazdır, acayip darlanır. Genellikle münafık namaz kılmaz eğer kapalı bir odadaysa çıt çıkmaz, namaz kılmaz. Normalde abdest de almaz münafık ama şüphelenildiğini anlarsa oralara işte namaz kılıyor, abdest alıyormuş görünümünü verebilir ama abdestten nefret eder münafık, namazdan da nefret eder hiçbir şekilde kılmak istemez. Ama açık aleniyse herkes gördüğü bir şekilde tabii abdest alır ama görünmüyorsa mutlaka abdest almaz, özellikle abdest almaz o şeytani bir tatmin meydana getirir onda. Eğer kapalıysa sürati katiyete namaz kılmaz. Onun için Müslümanlar genellikle hep hissederler onun namaz kılmadığını, abdest almadığını bilirler, münafıklarda hep bilinir bu.

Menfaati bittiği an münafık hemen kaçar. Ama çeşitli olur münafık menfaatleri, kimi yiyecek için, kimi para için gelir, kimi işte geleceği için gelir, kimi rahat etmek için, kimi evlenmek, koca bulmak için. Kimi işte evleneceği bir hanım bulabileceğini düşünerek gelir ama bunu elde edemeyeceğini anlarsa, bu kesinleşirse münafık için İslam’ın bir anlamı kalmaz, Kuran’ın bir anlamı kalmaz. Allah’a zaten öfkeli olduğu için münafık hemen gider.

Münafık Kuran okumaktan ve okunmasından çok rahatsız olur. Kendi zaten okumak istemez fakat yanında okunmasından çok rahatsız olur. Münafık alametlerinin okunması akıl almaz ızdırap verir münafığa, çok kızdırır, doğrudan kendine söylendiği kanaatindendir ama hiçbir şekilde de muhatap olmadığı kanaatindedir bak bu çok manidar. Hem kendine söylendiği kanaatinde, hiçbir şekilde de muhatap olmadığı kanaatindedir aynı zamanda, dolayısıyla etkilenmez. Ama geçici düzelme gösterileri yapabilir, düzelme taktikleri yapabilir. Sahabeler döneminde de var bu her dönemde var.

2016-09-18 15:07:04

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top