Sayın Adnan Oktar'ın 1 Ocak 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

A9 TV, 1 Ocak 2017

 

(Dün gece Ortaköy’de bir gece kulübüne yapılan terörist saldırısında 39 kişi hayatını kaybetti, 65 kişi yaralandı. Hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına sabr-ı cemil diliyoruz. Saldırının ardından özellikle sosyal medyada Noel ve yılbaşına karşı nefretin körüklenmesinin bu olaya sebep olduğu, hükümetin de bu nefreti körüklediği için sorumlu olduğu iddiaları yoğun olarak gündeme geldi. Bu saldırının laik insanların yaşam tarzına yönelik bir saldırı olduğu, hükümetin laik hayata karşı tahammülsüz tutum sergilediği gibi iddialar özellikle bazı muhalifler tarafından sürekli gündemde tutuldu.)

Ama o hakikaten resimler falan. İşte Noel Baba’ya yumruk atıyor deviriyor Noel Baba’yı. Bırak, Hz. İsa (as)’ın doğum yıldönümü olarak Hristiyan kardeşlerimiz böyle bir kutlama yapıyorlarsa biz de onların kutlamalarını kutlarız. Biz de Hz. İsa (as)’ın doğum gününden memnun oluruz kendi Peygamberimiz çünkü. Müzik dinleriz eğleniriz. Bu adamın İngiliz derin devletinin bir elemanı olduğu anlaşılıyor. İnsan psikolojisini bilen, özel eğitim almış soğukkanlı birisi olduğu anlaşılıyor. Casus filmlerinde falan olan tiplere benziyor. Orada insanların panik olacağını falan hepsini hesaplamış. Büyük bir katliam gerçekleştirmiş. Orada şehit olan kardeşlerimize Allah rahmet etsin. Çünkü bir deccaliyet saldırısı var, deccal saldırısı var. Mazlum o insanlar. Deccalın öldürdüğü gibi görünen her insan şehittir. Deccal saldırılarının tamamında çocuk olsun kadın olsun erkek olsun kim olursa olsun şehit hükmündedir. Bir deccal saldırısı o, deccaliyet saldırısı. İngiliz derin devletinin saldırısı. Kardeşlerimize Allah gani gani rahmet etsin. Hanım kardeşlerimize de beylere de. Allah annelerine babalarına uzun ömür versin, sabr-ı cemil versin.

 

Suriye'de Irak'ta Arakan'da Oluk Oluk Müslüman Kanı Akıyor. Hocaefendiler Bu Konuyu Bırakıp Noel Baba'ya Kafayı Takıyorlar. Bu Normal Değil

Suriye’de, Irak’ta, Libya’da her yerde katliamlar var muazzam kitle katliamları. Bu ilgilendirmiyor. Noel derdine düşmüş hoca efendiler, işi gücü bırakmışlar günler öncesinden. Noel Baba’ya yumruk atıyor adamı deviriyor, Noel Baba’nın kafasına bilmem ne yapıyor. Kardeşim şu iş mi? Hristiyan aleminin böyle bir inancı varsa biz ona zaten saygı duyarız. Ve ayrıca güzel bir düşünce, güzel bir inanç. Mesela Hz. İsa (as)’ın doğum gününü kutluyor ne güzel, müzik var eğlence var çok güzel. Vesile zaten. Ama dersin ki “Yok arkadaşım, kumar haramdır.” Noel’i katmadan işin içine “domuz eti haramdır, şarap içmek haramdır” yani “içki haramdır, uyuşturucu haramdır” ara ara bunu dersin. Ama bu Noel zıtlığı nedir yani? Kafayı takmanın alemi nedir?

 

Türkiye Modern Bir Ülke Her Düşünceden İnsanın İstediği Gibi Yaşayabildiği Bir Ülke Bu Konuda Bir Geri Gidişi Kabul Etmeyiz

Türkiye modern bir ülke, Atatürkçü bir ülke. Burada vatandaş istediği görüşte olsun, istediği gibi yaşasın. Böyle mahalle baskısı tarzı şeyler çok rahatsız edici. Bunun dozu gittikçe artıyor ve rahatsız edici boyutlara gidiyor. Yazık-günah değil mi, gencecik çocuklar hep şehit olmuşlar, aslan gibi hanım kızlar nedir? Adam günlerden beri çalışıyor, orada müzik dinlemek istiyor, arkadaşlarıyla sohbet edecek, eğlenecek ne karışıyorsun?

 

(Başbakan Binali Yıldırım saldırganın Noel Baba kılığına girdiği iddialarının aslının olmadığını, saldırganın silahını bırakıp kaçtığını açıkladı.)

Evet kıyafetini de bırakmış. Şimdi işin vahim tarafı adam yeni bir eylem daha yapabilir. Yani yine başka bir yerde de eylem yapabilir. Gözü dönmüş olduğu belli. Belki de ajan çoktan İngiltere’ye yerine döndü. Yerine de alakasız birini “bu yaptı” diye de bırakabilirler. Uzman olan adam asıl dönmüş olabilir.

 

(İngiltere Büyükelçiliği’nden Türkiye’de özellikle İstanbul ve Ankara’da yaşayan vatandaşlarına “tetikte olun” uyarısı yaptı. Benzer uyarıyı Amerika, Avustralya, Almanya gibi ülkeler de yaptı. Bu ülkeler uyarılarında sadece eğlence merkezlerine değil ibadethanelere karşı da saldırı olma ihtimalini ifade ettiler.)

Zaten sürekli Hristiyan düşmanlığı propagandası var gece-gündüz. Gavur aşağı gavur yukarı sürekli gavur tarzında, yani sağa dön gavur diyor sola dön gavur sürekli bir olumsuz üslup içerisinde, yakışıksız bir üslup içerisinde. Hristiyan ve Yahudi kardeşlerimize karşı akıl almaz bir nefret propagandası var birçok insanda.

 

(CNN TÜRK’te konuşan terör alanında güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, terörün kaldırılması için Kuran’da tarif edilen gerçek İslam’ın anlatılması gerektiğini ve muhakkak sevginin tüm dünyada tahsis edilmesi gerektiğini söyledi. Ve Abdullah Ağar canlı yayında Kuran’dan ayet okudu.)

Görebiliyor muyuz bu genci? Talebemiz olmuş adeta, Allah razı olsun. Çok iyi dinlemiş, çok iyi özümsemiş ve bizim anlattıklarımızı güzel vurgulamış. Tabii Mehdiyet dese şimdi onu konuşturmazlar, CNN’e falan çıkartmazlar ama kapalı bir üslupla onu demek istemiş iyi olmuş.

Abdullah Ağar eskiden bizzat terör bölgesinde görev yapan bir kabadayı, delikanlının hası, maşaAllah. Eski özel harekatçı olduğu için o ruhu o inancı çok iyi benimsemiş. Yıllarca dağda kalmış Abdullah Ağar. Aynı zamanda gazidir Abdullah Hoca. Yazar, özel harp ve komando subayı, terör ve güvenlik uzmanı. Aslan o aslan, Allah ömrünü uzun etsin. Allah hidayetiyle sarsın.

 

Televizyonlarda Konuşmacılar “Dinci Teröre Karşı Eğitim Şart” Diyor Fakat Eğitimin İçeriğini Açıklamıyor. İnsanların Yaşam Tarzına Müdahale Darwinist Eğitimle Ortadan Kalkmaz. Darwinizm'in Geçersizliği, Kuran'ın Yeterliliğinin, Sahabe İslam'ı Öğretilmeli

Televizyonlarda her yerde konuşma var. Fakat hikmetten son derece uzak hep boş konuşmalar, yani havanda su dövüyorlar. Konuşuyor konuşuyor konuşuyor o bir şey söylüyor ama tamamı boş, bu mucize, hayret edilecek şey. Dini konuları tenzih ederim yani bu kadar hikmetsiz olması. Mesela diyor ki “Bu kadınların kıyafetlerinden dolayı saldıranlar var, eğitim şart” diyor. Ne yapacaksın nasıl eğitim yapacaksın? “Eğitim şart” diyor. Kardeşim ne eğitimi, nasıl bir eğitim neyi kastediyorsun? Niye söylemiyorsun? Hep yuvarlak konuşma. Eğitim, Kuran’ın yeterliliğine dayalı bir eğitim olması lazım. Yani sahabe dönemi gibi, buna da Mehdiyet denir. Bunu anlatmıyorsun sen. Darwinist eğitimden bahsediyorsun. Darwinist eğitimden dolayı adam onu yapıyor zaten. Eğitim dediğin şey senin Darwinist eğitim. Mesela “dinci terör” diyor “buna karşı eğitim şart” diyor. Kardeşim bak, dinci terör dediğin bir olay var tamam, eğitim de şart, ne eğitimi vereceksin? Darwinist eğitim. Kardeşim, Darwinist eğitimden kaynaklanıyor zaten o, yani senin anlattığın sistemden kaynaklanıyor o. Öyle eğitirsen işte adam öyle oluyor. Allah korkusu, Allah sevgisi vereceksin adama. İman hakikatlerini anlatacaksın, Kuran mucizelerini anlatacaksın, Darwinizm’in geçersizliğini anlatacaksın, Kuran’ın yeterliliğine kani olacak. Sahabe dönemi gibi olacak. Yoksa adam yılbaşında bomba da patlatır, işte mini şort giydi diye genç kızı tekmeler. Biri bıçaklamaya kalkar, öbürü ırzına geçmeye kalkar böyle devam eder. Çünkü takdir ve tasdik eden adamlar var Türkiye’de bu sistemi. Alenen teşvik ediyorlar, yani kitleyi tahrik eden adamlar var gece-gündüz. Kimi İran düşmanlığı yapıyor, kimi Şii düşmanlığı yapıyor, kimi Alevi düşmanlığı yapıyor göğsünü gere gere bunu yapıyorlar. Hükümetin bu konuya dur demesi lazım. Habire onlar, Diyanet çıkmış işte “Mehdi’yi durduralım, Hz. İsa Mesih (as)’ın gelişini durduralım.” Allah sana sormaz. Sen Allah’la mı savaşacaksın? Mehdi’sini çıkartacaksa çıkartır, Hz. İsa Mesih (as) inecekse iner. Sana sormazlar. Böyle entel dantel laflar ediyor işte “toplumsal fay hatlarının kırılması” bilmem ne. Hep alengirli ifadeler yani.

 

Türkiye’deki Kargaşanın, İslam Alemindeki Kargaşanın Tek Çözümü Mehdiyet’tir Başka Hiçbir Şekilde Olmaz

Elli kere söylüyorum, yüz kere söylüyorum her zaman söyleyeceğim ve hiçbir çözüm bulamayacaklar bakın göreceksiniz. Mehdiyet’in dışında hiçbir çözüm yoktur. Seyyidina Hz. İsa Mesih (as) ibn-i Meryem ve İmam Muhammed Mehdi (as) başka hiçbir çözüm yok. Diyanet’i kimse dinlemez ben söyleyeyim. Diyanet’in zaten kendisinin kendine güveni yok. “Yapacağımız hiçbir şey kalmadı” diyor, “insanlık ölmek üzere” diyor. “Gençlerle iletişim kuramadık, insanlarla iletişim kuramadık” diyor, “hiçbir şey yapamadık” diyor, söylüyor.

 

(Sayın Devlet Bahçeli yaptığı açıklamada “Hainlere karşı dimdik ayakta duracağız. Vatan sathını korumak için sadece iktidarın değil hepimizin manevi sorumluluğu altındadır. Pekişen kardeşliğimizle, güçlenen azmimizle, kuvvetlenen irademizle hainlerin başına gök kubbeyi yıkacağız. Elbette terörizm kazanamayacak, elbette hainler ve işbirlikçiler hedefledikleri yıkım ve çözülmeye dünya gözü ile şahit olamayacaklardır.”)

Sayın Bahçeli kükremiş. Apar topar hemen görevinden alalım falan diyorlardı muhalifler MHP içinde halbuki bayağı aklı başında, yetenekli bir insan. Liderlik görevini de gayet güzel yapıyor yani gereksiz olduğu açık. Zihni bir zafiyeti yok, bedeni bir zafiyeti yok, nedir yani.

 

Münafıkta Deli Cesareti Vardır. Münafık Cesareti Tarihin En Pis En Kirli En Ahmak Cesaretidir

Münafık konusu çok hayati. Münafık kendi alemindedir, o Müslümanların yaptığı faaliyetler çalışma münafığı hiç ilgilendirmez. O, yemesi, içmesi, uyuması, eğlenmesi, kafa bulması, muhabbetleri kendi dünyasıyla ilgilenir. Yani yancıdır yandan kenardan takip eder. Müslümanların çektiği çileler onu hiç ilgilendirmez. Mesela Samiri Müslümanlar oradan kalkıyor ta Mısır’dan Kenan iline doğru geliyorlar. Acayip zor bir yolculuk. Adamın umurunda bile değil. O kepazelik peşinde, o yapacağı heykelin derdinde. Müslümanları nasıl saptıracak? Bak konusuna bak adamın. Tevrat okuyup bilgisini artırıp adilikten vazgeçeceğine oturuyor orada buzağı heykeli yapmanın derdinde. Müslümanların parasını da ona harcatıyor, imkanını da ona harcatıyor. Boş konuşmalarla, boş izahlarla Müslümanları hak çizgiden saptırmaya çalışıyor. Müslümanlar ne yapıyor? Mısır’da çok zor durumdalar. Dövülüyorlar, sövülüyorlar, aşağılanıyorlar, ibadet edemiyorlar, Allah’ı anamıyorlar. Allah’ı anacakları şekilde, ibadet edecekleri şekilde, rahat yaşayacakları şekilde onları çöle doğru götürüyor Hz. Musa (as) ve Kenan iline doğru. Gittin Allah’a şükret, çadırları kur, ibadet et. Cenab-ı Allah yiyecek de gönderiyor, imkanın da var huzur içinde yaşa. Yok, illa ahlaksızlık yapacak. Buzağıyla, altın buzağıyla senin ne işin var? Müslümanlara dünyanın altınını getirttiriyor. Halbuki Müslümanlar onunla yiyecek, kıyafet falan da alabilirlerdi birçok yanlarında malzeme getirebilirlerdi. Altına yatırttırdı paralarını dünyanın altını, koskoca altından buzağı yaptı ton hesabıyla. Müslümanların acayip vaktini aldı. Baş belası, her Allah’ın günü iş çıkartıyor. Mesela “bugün alçıdan kalıp çıkaracağız arkadaşlar” diyor. Bütün Müslümanlar buzağının şeklinde alçı kalıpla uğraşıyor, aylarca. Bak bela olmaya bak adamdaki. Şimdi diyor “büyük bir ateş yakacağız.” Bu sefer gidip Müslümanlar oradan buradan odun, kömür bilmem ne topluyorlar ocak yapılıyor kilden, altını eritmek için. Bu sefer körük yapılıyor. Körükle çok yüksek ısı elde ediliyor. Altını zor bela herkes elindeki atıyor onu eritiyorlar. Sonra yaptıkları o kilden kalıp üstüne altın dökülüyor bak Müslümanlara çektirdiği çileye bak adamın. Belaya bak. Kaptan dökülüyor pota koskoca pota yaptırtıyor. Ayları alan şeyler muazzam masraf ve vakit israfı. Bomboş o amaç uğruna sırf ahlaksızlık olsun. Sonra buzağıyı altından döktükten sonra onu bu sefer törpüyle işletiyor. Aylarca Müslümanları uğraştırıyor. Tam ahlaksız bela yani. Sonra da dikiyor onu Hz. Musa (as)’nın gittiği anı gözlüyor, dikiyor. Bir de utanmadan diyor ki “Hz. Musa’nın ilahı oydu, unuttu” diyor. Çift hakaret var. Hem “unuttu” diyor. Niye unutsun? Bir de nasıl ilahı oluyor onun? Allah’a inanan muvahhit bir insan, mübarek bir Peygamber. Sonra Hz. Musa (as) dönünce tabii it gibi korkuyor. Ondan sonra “ben ettim sen etme” kafasında. “Niye yaptın bunu?” diyor. “Senin yolundan bir parça aldım” yani “Tevrat’ın hükümlerini çıkarttım. Kendimce bir din oluşturdum” diyor münafıklık dini, münafıkane bir sistem. Adam ahlaksızlığı onunla da durmuyor diyor ki “ya” diyor “siz sarımsak yerdiniz, soğan yerdiniz burada sürekli yediğiniz besleyici olmayan bir şey” diyor. “Bıldırcın eti yiyorsunuz hasta olacaksınız. Sarımsak, soğan güç verir adama” diyor. “Acur yiyeceksiniz. Bakla yiyeceksin ki kuvvetli olasın” diyor. Halbuki bıldırcın eti hepsinden kıyaslanmayacak şekilde üstün. Beslenme ve vücut kuvveti açısından kıyas edilmez. Onlarla Müslümanları meşgul ediyor. “Hadi gidin sarımsak getirin.” Ta Mısır’a kadar iniyorlar gizlice. Atlarla, eşeklerle sarımsak getiriyor. Bu sefer “hadi gidin soğan getirin” bak pisboğazlığa bak baş belası yani. İşin yoksa bununla uğraş. Sonra “hadi acur getirelim” diyor. Zıkkımın pekini ye, pislik herif. Ondan sonra “bakla getirin” diyor. Milleti de tehlikeye de sokuyor sırf pisboğazlıktan. En sonunda da Hz. Musa (as) artık ne yapacağını düşünüyor. “O zaman gidin bari de oradan yiyin bari. Artık uğraşacak halim yok sizinle” diyor. Pisboğaz adamlar baş belası tipler yani. Münafık onun için kendi alemindedir manyak gibidir. Müslümanlara musallat olur işte “bize niye sarımsak yedirmedin?” Hazreti Musa (as) anlatıyor, yok “niye soğan yedirmedin” bu sefer onu anlatıyor, işte “buzağıyı bize niye müsaade etmiyorsun?” Belli ki manyaklık yani onun neyini soruyorsun deli misin sen? Yani baş belası “ne mahsuru olur buzağının karşısında Allah’a ibadet etsek” diyor. “Buzağıyı vesile etsek” diyor, “buzağının aracılığıyla Allah’a ulaşsak ne olur?” diyor. Bak ahlaksızlığa, doğrudan Allah’a dua etmek varken buzağı ne alaka? Densizliğe bak illa şirk ve ahlaksızlık yapacak. Hazreti Musa (as)’yı çok bunaltmak istiyordu acayip sinirlendi Hazreti Musa (as) artık yani yaptığı ahlaksızlıktan bu Samiri’ye çok şiddetli öfkelendi. Kardeşinin saçından sakalından tuttuğu gibi ayağını yerden kesti, elindeki tableti atıyor yani müthiş öfkelenmiş. Allah o detayı da veriyor yani müthiş öfkelenmiş. Tabii o bir peygamber zellesidir normalde atmaması lazım elinden tableti ve kardeşinin saçını sakalını tutmaması lazım ama Allah o detaylara kadar veriyor yani çok sinirlendirdiği için o münafık. Tabii ama bu hamiyeti İslamiye’dir yani o öfke ona şifa.

Mesela diyor ki, “Peygamberin izinden bir avuç aldım attım” sen nereden çıkarttın onu? Vahiy alıyor değilsin, bu ne cüret? Münafık cüretini görüyor musun? Münafıkta bir deli cesareti vardır, deli cüreti yani münafık cüreti hiçbir cürete benzemez, çok çirkin en çirkin cesaret münafıkta vardır. Münafığın psikopatlığı, ahlaksızlığı ve deliliği yani hayretler içinde bırakacak derecededir insanı ve sonra da çok masum açıklıyor diyor ki, “ben ne yaptım ki?” diyor, “bir avuç aldım attım elçinin izinden” diyor “bir de heykel yaptım” diyor “ne yaptım ben?” diyor yani böyle ahmakça da açıklaması olur münafığın. Münafığın delice eylemleri, münafıkane kirli cesareti hiçbir ahlaksızda görülen derecede değildir yani insanın nutkunu tutturacak gibi.  Mesela kimin aklına gelir çölde altından buzağı heykeli yapmak için aylar öncesinden ahmak adam hazırlık yapıyor. Şu deliliğe bak, şu plana bak oyuna bak sen. Ve bütün Müslümanları meşgul ediyor, yazık günah değil mi? Orada ihtiyarlar var, yaşlılar var, çocuklar var herkesin başını belaya sokuyor, sonunda da tek başına kalıyor.

Münafık o yüzden böyle her yerde her devirde lağım üretme makinesi gibidir, ağzından lağım akar -dini konuları tenzih ederim- gözünden lağım akar, eylemlerinden lağım akar, zihninden lağım akar adeta, sürekli pislik üretir. Mesela o biter onu başlatır, o biter o başlar yani şeytanın etkisinde olduğu için kesintisiz. Mesela Resulullah (sav) zamanında da o alçaklar gittiler Hazreti Ömer (ra)’i şehit ettiler sonra Hazreti Osman (ra)’ı yani akıl almaz alçaklar. Bak deli cesaretinin üstünde bir cesarettir, kirli alçak bir cesarettir münafık cesareti. Mesela Hazreti Osman (ra)’ın şehit etmeye kafir bile cesaret edemez, o devrin kafirleri cesaret edemez ama münafıklar cesaret eder. Hazreti Ömer (ra)’e hiçbir kafir cesaret edemedi, münafık cesareti en çirkin cesarettir yani müthiş bir cüreti vardır, şeytani cüreti vardır. Mesela 12 imamı şehit etmeleri inanılır gibi değil, çok şeytani bir cesaret. Mesela Samiri’ye Hazreti Musa (as) bayağı iyi davranıyordu, hiçbir şey demedi bak o devire kadar ta ki artık İslam’a alenen saldırıya geçince ona müdahale etti, o devire kadar hiçbir şey demedi. Çok nankör ve alçaktır münafık yani hep Müslümanlarda kusur bulmak, hata bulmak üzerine kuruludur sistemi.

 

(NATO Genel Denetçisi Yves Chandelon Belçika’da arabasında başından vurulmuş halde bulundu. Chandelon NATO’da terörün finansmanıyla mücadele alanında çalışıyor, dünya çapında teröre kimlerin maddi destek sağladığını araştırıyordu.)

İngiliz derin devleti kudurdu ama tam bir kudurma yani vahşiyane bir katliama girişti, bütün ülkeler birleşmesi lazım. İslam aleminin birleşmesi lazım. Bak katliamlar sürecek dedim, İngiliz derin devleti kudurdu dedim bak devam ediyor ve nitelikleri hep aynı bu kişilerin dikkat ederseniz. Hep İngiliz derin devletinin damarına basan tipler. Çoğunluğu da Musevi vurdukları şahıslar.

 

Dünyadaki İstihbarat Örgütlerinin Büyük Bölümü İngiliz Derin Devletinin Kontolündedir

CIA, 2. Dünya Savaşı sonrasında ABD Başkanı Roosevelt’in emriyle, bakın İngiliz istihbarat servisi MI6 ve özel operasyonlar birimi örnek alınarak İngilizler tarafından kuruldu. Açık bilgi veriyorum. Amerikan istihbaratının ve CIA’in babası kabul edilen General William Donovan, İngiltere’ye gidip gerekli desteği almak için İngiltere Başbakanı Churchill ve İngiliz istihbarat yetkilileriyle görüştü. Bunun belgeleri hepsi ortada biliniyor ve onların desteğiyle yanına verdiği elemanlarla bilgiyle ve parayla İngiliz derin devletinin engin tecrübesiyle kendilerine göre CIA’i kurdular. CIA’in yönetimi şu ana kadar da ve bundan sonra da daima İngiliz derin devletinin kontrolünde olacaktır. Bunu anlamaları lazım. CIA’in kurucusu bu General Donovan, casusluk sanatını, İngiliz istihbarat teşkilatı MI6’in Başkanı Stewart Menzies’ten öğrendiğini defalarca açıklıyor. Resmi belge olarak var bu. Bütün bunlara rağmen sen nasıl ortaya çıkıp da CIA yaptı diyorsun? Yaptıran İngiliz derin devleti. CIA de yapıyor, MOSSAD’ı da kullanır, El Muhaberat’ı da kullanır. Alman gizli servisini de kullanıyor, İsveç gizli servisini de kullanıyor, bütün gizli servisleri aşağı yukarı. Yüzde 80’i, yüzde 90’ı onların emrinde zaten. MOSSAD da onların emrinde. MOSSAD’ın bütün aldığı bilgi MI6’in bilgisidir. MOSSAD’ın kendi elemanı yok, tesisi de yok, gücü de yok.

Bak hep üst akıl, üst akıl anladılar fakat bir türlü İngiliz derin devleti diyemiyorlar. Eğer CIA olsa CIA der. CIA olmadığına emin ki üst akıl diyor. Değil mi? Adı var CIA’nin adam söyler. Niye üst akıl desin CIA’e? Biliyor CIA olmadığını. Madem İngiliz derin devleti açıkça söylensin. MI6 bir birimidir buna da takılıp kalmamak lazım, MI6. Adam Pakistan istihbaratını kullanıyor, Hint istihbaratını kullanıyor, Alman istihbaratını, Hollanda istihbaratını kullanıyor. MI6 bunların içinde bir bölümdür. Bunların toplamını kullanır İngiliz derin devleti.

 

Müslüman Peygamber Vefat Ettikten Sonra da Mücadeleye Devam Etmekle Yükümlüdür. İşte Mehdiyet Zafere Kadar Bu İlmi Mücadeleyi Yapanlardır

Diyorlar ki işte “Peygamberimiz (sav) döneminde olsa dünyaya İslam hakim olurdu. Peygamber zamanında olmadıysa niye olsun ki?” diyorlar. “Müslümanlar artık geri dönsünler başarılı olmaları mümkün değil. Geri dönün artık” diyorlar. Ki hükmü de çok ağırdır bu ifadenin. “Geri dönün çünkü peygamber öldü” diyor. “Artık geri dönün.” Ali İmran Suresi, 144’te Cenab-ı Allah diyor ki “Muhammed yalnızca bir elçidir. Ondan önce nice elçiler gelip geçmiştir. Şimdi o (Muhammed) ölürse ya da öldürülürse” yani şehit olursa “siz mücadeleden vazgeçip topuklarınız üzerine gerisin geriye mi döneceksiniz?” diyor Allah. Adam ne diyor? Döndüm bile diyor. Allah dönmeyin diyor. Ölebilir öldürebilirler de bak. Resulullah (sav) öldü niye dönüyorsun topuklarının üzerine geri? Savaş devam ediyor mücadele. Ben dönerim diyorsun Peygamber öldü çünkü. Ama bak Allah yasaklıyor peygamber ölse bile topuklarınızın üzerine dönmeyin mücadeleye devam edin diyor bak. “İki topuğu üzerine gerisin geri dönen kimse Allah’a kesinlikle zarar veremez. Allah şükredenleri pek yakında ödüllendirecektir.” İki topuğu üzerine gerisin geri döneni Allah burada lanetlemiş oluyor. Yani bunun çirkin, haram bir fiil olduğunu anlatıyor Kuran’da. Bak peygamber ölebilir ama siz topuklarınızın üzerine geri dönmeyeceksiniz diyor. Mücadeleye devam edeceksiniz. Mehdiyet nedir? İşte o iki topuğu üzerine dönmeyenlerin adıdır Mehdiyet. Resulullah (sav) öldü ama onların evlatları, Resulullah (sav)’ın evlatları iki topuğunun üzerine geri dönmeyip mücadeleye devam ediyorlar. Ta ki zafere kadar, ta ki din Allah’ın oluncaya kadar, fitne yeryüzünden kalkıncaya kadar devam edecektir Mehdiyet işte budur.

 

Bütün Münafıklar Sinsi, Züppe ve Asidirler

Allah’ın hikmeti ta en başından beri. Hz. Adem (as) devrinde var münafık. Habil Kabil kıssasında görüyoruz üslubu züppe. Asi, züppe, kontrolsüz ve çok sinsidir münafıklar. Yani hayret edilecek şey. Allah’tan korkanın yapacağı bir şey değil ama yapıyorlar.

 

Mehdiyet’in İdeolojisi Vardır. Devletlerin İdeolojisi Pek Olmaz Ama Mehdiyet’in İdeolojisi Nettir

Kuran’a dayalı adalet sistemidir. Kuran’a dayalı adaletin, barışın, sevginin gelmesi. Merhametin hakim olması. Dostluğun, kardeşliğin, medeniyetin, kalitenin, klaslığın, sanatın her yeri kaplaması düşüncesi hakim düşüncedir. Ve akan kanın durması. Şiddetin ve acının kalkması. Silahların tamamının kaldırılması Mehdiyet’in bir ideolojisidir. Mesela deccaliyetin de ideolojisi vardır. Bol silahlanma, sel gibi kan akıtılması, sürekli fitne, kargaşa. Onlar “kaos” diyorlar zaten ona. “Kaos teorisi” diyorlar. Her yerde şiddet oluşması. O da deccaliyetin düşüncesidir.

2017-01-13 01:15:13

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top