Kuran ahlakında selam vermenin önemi

Selam vermek, müminlerin birbirlerine en güzel dilek ve temennilerini sunma şekillerinden biridir. Kuran’da bildirildiği üzere cennete girerken müminler selamla karşılanır (Araf Suresi, 46) ve cennette de birbirleriyle selamlaşırlar (Yunus Suresi, 10). Bu iki durum İslam ahlakında selam vermenin önemini gösteren örneklerden bazılarıdır.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) de selamlaşmanın önemi hakkında tüm Müslümanları bir hadis-i şerifinde şöyle uyarmıştır:

"… Ebu Hüreyre (Radiyallahu anh)’den: şöyle dediği rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) buyurdular ki: “Nefsim, kudret elinde olan Allah’a kasem (yemin) ederim ki siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de (kamil) iman etmiş olamazsınız. Size bir şey göstereyim mi; (öyle bir şey ki) onu yaptığınız zaman yek diğerinizi seversiniz? Selamlaşmayı aranızda yayınız." (İbni Mace/1. cilt/ s. 116, hadis no: 68)

 


Ayetlerde ve hadislerde bildirilen selam verme ibadeti ile ilgili tüm Müslümanların titizlik göstermeleri gereken durumlar şunlardır:

Selam Vermenin ve Almanın Adabı

İman etmeyenlerin kötü ahlak modelinde, verilen bir selamı almamak, duymazdan gelmek gibi tavırlar karşı tarafa bir üstünlük gösterisi olarak yapılır. Sosyal statü olarak güya kendilerinden daha küçük gördükleri kimseleri ezmek, haddini bildirmek gibi çirkin niyetlerle bu tarz davranışlara sık sık başvurulur.

Ayrıca din ahlakından uzak yaşayan insanlar, genellikle önce selam verenin karşı taraf olmasını bekler ve ilk selam veren olmayı kendilerince küçük düşürücü olarak görürler. Halbuki dirlik ve güzellik temennisi olan selam, müminlerin ibadet olarak yerine getirdiği bir ahlak özelliğidir. Bu nedenle müminler selam vermek için sıra beklemez ve Allah'ın bu emrini gerektiği an yerine getirirler. Karşı taraftan beklemeden güzel bir tavır göstermek ve iyilik yapmak, üstün bir ahlakın göstergesidir. Bir hadisinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu ahlakın güzelliğini müminlere şöyle anlatmaktadır:

"Mümin din kardeşine rahatlık verir. Münafık ise uzak durur. Ve kardeşine sıkıntı verir. Mümin selâm vermekte atılgandır. Münafık ise bakar ki önce kendisine versinler." Hz. Enes (r.a.) (Ramuz el Hadis, s. 231)

Ayrıca “Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah herşeyin hesabını tam olarak yapandır.” (Nisa Suresi, 86) ayetiyle bildirildiği üzere, selam verilen bir kişinin o selama daha güzeliyle veya en azından aynısıyla karşılık vermesi farzdır. Bu nedenle müminler kendilerine selam verenlere daha güzeliyle karşılık verirler. Çünkü kişinin konumu ne olursa olsun, kendisine verilen bir selamı almak, her mümin için Kuran'da bildirilen bir emirdir. Allah'a iman, insanları birçok konuda mükemmelleştirdiği gibi hal ve tavır olarak da mükemmele götürür.

Evlere Girildiğinde Selam Vermek

 

“... Evlere girdiğiniz vakit, Allah tarafından kutlu, güzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklar, umulur ki aklınızı kullanırsınız.” (Nur Suresi, 61)
 

Nur Suresi'nde yer alan bu ayette müminlerin evlere girdikleri zaman birbirlerine selam vermeleri bildirilmiştir. Ancak selam verirken de Allah, müminlerin birbirlerine kutlu, yani hayırlı ve güzel yaşama dileğiyle, Kuran'a ve din ahlakına uygun yaşama dileğiyle selam vermeye niyet etmeleri gerektiğini hatırlatmıştır. Bu nedenle selamın niyetine dikkat edilmelidir.

İnsanların Birbirlerine Selam Vermemesi Ahir Zaman Alametlerindendir

Günümüz insanlarının karşı karşıya olduğu önemli sorunlardan biri, toplumun temelini oluşturan sosyal yapılardaki bozulmadır. Bu bozulmalardan biri de insanların birbirlerine selam vermemeleridir. Bazı insanların birbirlerini tanımadıkları sürece Allah’tan bir esenlik ve güvenlik dileği olarak selam vermekten özellikle kaçındıkları, tanıdık biri olmadığı sürece kendilerine verilen selamı da almadıkları görülmektedir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) insanlar arasındaki sosyal ilişkilerin bozulmasının ahir zaman alametlerinden biri olduğunu hadislerinde şöyle haber vermiştir:

“Zengine itibar edilip, kendinden daha üstün kişiler ona ayağa kalktıklarında ve ona selam verdiklerinde… kıyamet yaklaşmış demektir.” (Ölüm Kıyamet ve Diriliş, s.480-481)

“Selam halka değil de özel insanlara verilinceye… kadar kıyamet kopmaz.” (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 470)

“Kişinin yalnız tanıdıklarına selam vermesi… kıyamet alametlerindendir.” (Ramuz-El Ehadis, 121/4)

“Son zamanlarda türeyen, birbirleriyle karşılaştıkları zaman selamları lanetleşmeden ibaret olan sarhoş ve asi bir nesil (ortaya çıkmadıkça)…” (Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 54)

Müminler birbirleriyle karşılaştıklarında Yüce Allah'tan bir rahmet ve esenlik dilerler. Kendilerine selam veren her kim olursa olsun selamı alırlar ve ona daha güzel bir şekilde karşılık verirler. Müminin bu tutumu, Kuran ahlakının insanlar arasındaki sosyal ilişkilere getirdiği güzelliklerden biridir. Selam ile, birbirini tanımayan insanlar arasında bir muhabbet, sıcaklık ve yakınlık kurulmuş olur. Bu ahlakın yaşanmasıyla, din ahlakının yaşanmadığı toplumlarda yaşanan gergin, karşılıklı hürmet ve saygının gösterilmediği zorlu ortamlar Müslümanların bulunduğu yerlerde hiçbir şekilde oluşmaz.

Cennette Müminlere Yüce Allah’tan Sözlü Bir Selam Vardır

Allah Kendisi'ne inananlara sonsuz cenneti müjdelemiştir. Ancak göz ardı edilen bir gerçek vardır ki, iman edenler yalnızca ahirette değil dünyada da güzel bir yaşamla ödüllendirilmişlerdir. Allah, dünyadaki ve ahiretteki bu müjdeyi Kuran'da şöyle bildirmiştir:

 

“Sizin yanınızda olan tükenir, Allah'ın Katında olan ise kalıcıdır. Sabredenlerin karşılığını yaptıklarının en güzeliyle Biz muhakkak vereceğiz. Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.” (Nahl Suresi, 96-97)
 

Kuşkusuz dünyadaki ve ahiretteki güzel yaşam, kulları üzerinde sonsuz bir şefkat sahibi olan Allah'ın “Selam” (Her türlü tehlikelerden kullarını selamete çıkaran, cennetteki kullarına selam eden) sıfatının tecellilerindendir. Dünyada güzel bir hayatla yaşayan, Rabbimiz'e kulluk edip yaptığı salih amellerden ecir kazanan mümin, ahirette de “hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak” cennete girecektir. (Fecr Suresi, 28)

Allah'ın Selam sıfatı aynı zamanda cennete kabul ettiği kullarına selam vermesi anlamına da gelir. Allah, Yasin Suresi'nin 58. ayetinde "Çok esirgeyen Rabb'dan onlara bir de sözlü "Selam" (vardır)" şeklinde buyurarak cennete giren insanlara sözlü olarak selam vereceğini bildirir. Kuşkusuz Allah'ın selamı müminler için olabilecek en büyük müjdelerdendir.

"... Abdullah bin Ömer (ra)’dan, şöyle derdi: Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: Selamlamayı çoğaltıp yaygınlaştırın, (muhtaçlara) yemek yedirin ve Allah (Azze ve Celle)’nin size emrettiği gibi kardeşler olunuz." (Mace, c. 9, s.6, hadis no: 3252)

SAYIN ADNAN OKTAR’IN KURAN AHLAKINDA SELAM VERMENİN ÖNEMİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMALARI

Selam Vermenin Önemi


“Selamı yaymak sevgiyi, saygıyı arttırır. Ben dışarı çıkıyorum, kimse kimseye selam vermiyor. Allah’a çok şükür köylerde, kasabalarda o devam ediyor. Tabii tanıdıkları için birbirlerine selam veriyorlar. Ama şehirlerde bu yok. Bu çok ürkütücü. Dostluk, sevgi ve kardeşliğin çok yayılması lazım. Mesela tenha bir sokaktan geçerken “selamün aleyküm” dersin, “aleyküm selam” der. O ne demektir, “ben güvenilir bir insanım sen de güvenilir bir insansın, benden sana zarar gelmez, senden de bana zarar gelmez”. Bir huzur verir bu. Adamın kim olduğu belli değil, karşıdan karanlık bir gölge geliyor. Mesela, bir genç kız, çocuk tedirgin olur. Yahut bir delikanlı olsa da tedirgin olur. Gaspçı da çıkabiliyor, hırsız da çıkabiliyor, psikopat çıkabiliyor, ne olacağı belli değil. Ama selam yayılmış olsa bu tamamen ortadan kalkar, sevecenlik, sevgi ortamı olsa, işte intiharların kökeninde de bunlar var.” (Sayın Adnan Oktar’ın 17 Kasım 2009 tarihinde Mavi Karadeniz ve Ekintürk TV’de canlı olarak yayınlanan röportajından)

Toplum İçinde Selam Vermekten Çekinilmesi Şeytanın Bir Oyunudur

“Kuşku duyan, birbirinden nefret eden, korkuyla yaşayan bir toplum özlemi içerisinde şeytan bir politika uyguluyor. Bu oyuna hiç kimse gelmesin. Kardeşim dışarı çıkın, gözünü kim yerden kaldırabiliyor? Böyle hayat olur mu? Gözünü yerden kaldıramıyor adamlar. Bakamıyor yüzüne. Sen görüyor musun dışarıda birbirinin yüzüne bakabilen insan? Çok nadir. Selam veren birbirine, yani mümkün mü? Nerede selam vermek! Selam versen, arkasını döne döne bakar, ne oluyor falan diye böyle. Çok özür dilerim diyor, niçin, nereden icap etti diyor, değil mi? Yani merhaba diyemiyorsun. Güler yüz mesela, güler yüz göstersen, adam bön bön bakıyor, dehşete düşüyor yani. Hatta bir de takip de ediyor, bir şey mi oldu acaba ya diyor, ajan majan mı bunlar diyor. Yani delice bir paranoya var bir kısmında. Mesela bir iltifat mümkün değil, tabii. Mesela arabası güzel olsa, desen ki araban çok güzel, adam için çok tehlikeli bir konum meydana geliyor yani.” (Sayın Adnan Oktar’ın 17 Şubat 2010 tarihinde TV Kayseri’de canlı olarak yayınlanan röportajından)

Cennette Yaşanacak Güven Ortamı

“Cennette herkese güvenirsin. Cennette kimse yalan söylemez. Herkes güvenlidir. Kalleşlik yoktur, vefasızlık yoktur, oyun oynama yoktur. Fitne çıkarmazlar, dedikodu yapmazlar, o yüzden mutlu oluyor insanlar. Yani yoksa sırf cennetin eşyasından, malından, mülkünden dolayı mutlu olmuyor insanlar. Orada Allah’ın tecellisini gördükleri için, güzel ahlakı gördükleri için, her şeyi Allah’ın tecellisi olarak sevdikleri için mutlu oluyor insanlar.” (Sayın Adnan Oktar’ın 1 Şubat 2009 tarihinde Kanal 35’te canlı olarak yayınlanan röportajından)

EVLERE GİRİLDİĞİNDE SELAMLAŞILMASININ BİRÇOK HİKMETİ VARDIR:

En önemlisi, Allah'ın ayetle farz kıldığı bir hüküm yerine getirilmiş olur. Bununla birlikte Allah'ın barış ve esenlik veren anlamındaki "Selam" ismi anılır.

Müminler böyle bir vesileyle sık sık birbirlerine en güzel dilekte bulunup karşılıklı sevgilerini ve bağlılıklarını pekiştirirler. Selam sözü, aralarındaki güvenilirlik ve esenliğin de bir ifadesi olur.

Birlikte Yüce Allah'ı anmış olurlar ve bir cennet tavrı olan selamlaşmayla ahirete duydukları özlemi ifade ederler. Kuran'da Allah müminlerin cennetteki dirlik temennilerinin “Selam” olduğunu bildirmiştir.

 


2010-12-03 22:14:20

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top