Müminun Suresi, 111-118 (Mehdiyet daha pek çok badirelerden geçecek, büyük sabır gerekiyor)

 

Adnan Oktar'ın 25 Nisan 2011 A9 Tv ve Adıyaman Asu Tv'deki canlısohbetinden

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Müminun Suresi; 111. Ayet Bugün Bendiyor Cenab-ıAllah, gerçekten onların sabretmelerinin karşılığınıverdim.Sabretmek çok hayatidir. Şimdi Mehdiyet çok uzun sürecek, daha bayağıbir badirelerden geçeceğiz, sabır gerekiyor. “Şüphesiz onlar, 'kurtuluşa ve mutluluğa' erenlerdir."Bakın, hem kurtuluş, hem mutluluk, bütün ömür sabırla geçecek, inşaAllah. Cenab-ıAllah Dedi ki: Yıl sayısıolarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?Dediler ki: Bir gün ya da bir günün birazıkadar kaldık, sayanlara sor.’”Çok az kaldıklarıkanaatindeler, samimi kanaatleri. ‘Bir gün bile olmadı’diyorlar, ‘Bir günün bir vakti kadar kaldık’diyorlar, bir ömür kaldıklarıhalde. Cenab-ıAllah Dedi ki: Yalnızca az (bir zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz,’”‘Çok az zaman kaldınız’diyor ama buradaki ifade, Cenab-ıAllah’ın ifadesi ayrıYalnızca az (bir zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydinizAllah Katında bir saniye gibi hatta daha kısa, normalde an kalıyor insanlar, an. An ne kadar? Sonsuz kısa zaman kalıyor.

Bakın, sonsuz kısa zaman ama onu yaşıyor. Allah ona zaman hissi veriyor, onu uzun bir ömür gibi görüyor. Bütün kainatın ömrüsonsuz kısa zaman içerisinde bitmiştir. Sonsuz kısa zaman, saniyenin trilyonda biri değildir, saniyenin katrilyonda biri de değildir, daha da küçüktür, daha da küçüktür, ne kadar küçüktür biliyor musunuz? Sonsuz küçüktür, sonsuz küçük kısa zamandır, o kadar zaman kadar kalır insan dünyada.

Cenab-ıAllah diyor ki; 115. ayet "Bizim, sizi boşbir amaçuğruna yarattığımızı”yani ‘eğlenin diskolarda, orada, burada zıplayın, çek senet kovalayın, dedikodu edin, Facebook’ta onun, bunun lafını, sözünüedin diye yarattığımızı’ve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?"diyor, Allah. Bakın; "sizi boşbir amaçuğruna yarattığımızıve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?" Yersin, içerirsin, bağırır, çağırırsın, dalga geçersin, alem edersin, evlenir, çoluk çocuğa karışır, oğlanların okuluyla mektebiyle onlarla ilgilenir, karısıyla kavga eder, emekli olur, emekliliğini tam yaşayacakken bir de bakarsın ki Fazıl efendi, vefat etmiş. Ne diyor Cenab-ıAllah? sizi boşbir amaçuğruna yarattığımızıve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?"diyor, Allah. Hak melik olan Allah pek Yücedir, O'ndan başka ilah yoktur; Kerim olan Arş'ın Rabbidir. Kim Allah ile beraber ona ilişkin geçerli kesin bir kanıt (burhan)ıolmaksızın başka bir ilaha taparsa,Hıristiyanlara hitap ediyor Cenab-ıAllah ayrıca. Artık onun hesabıRabbinin Katındadır. Şüphesiz inkar edenler kurtuluşa eremezler. Ve de ki: Rabbim, bağışla ve merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın."

Ben, hayret ediyorum dünyaya, Budistlere de, Hıristiyanlara da, tahrif olmuşdinlere uyanlara, Musevilere de ben hayret ediyorum. Yani Kuran bu kadar net ve açık, sarihken ve açık, alenen Peygamber kelamıolduğu belliyken, Peygamber silsilesinin devamıolduğu da netken ve 1400 seneden beri bilimle çatıştığıhiçbir nokta yok; Kuran, bilimi her yönden tasdik eden konumda, bilimden önde gidiyor ve kendi içinde çok fazla mucizesi olan bir Kitap ve kendi içinde hiçbir çelişkisi yok, her okuyanın kalbini ferahlatıyor. Kuran okuyup da kalbi sıkılan adam var mıdır? Ama İncil okuyup kalbi çok bunalan insan vardır. Abuk sabuk, acayip ifadeler var tahrif olmuş. Tevrat’ta da tahrif olmuşyerler var, açık belli, inkar edilecek gibi değil. Hele Budistlere benim aklım hayalim duruyor, koskoca insanlar put yapıyor, tahtadan yontuyor adamlar, uğraşıyor, karşısına geçip tapıyor, profesör bu adam, tıp profesörü. Bayağıodundan, bahçede yontuyor, put yapıyor, karşısına mum dikiyor gidip tapıyor ona, kendi yaptığıputa.

İngiltere’de de var, adamlar kalp cerrahıfalan. Ben anlayamıyorum, hayretler içinde kalıyorum. Kuran o kadar net ve sarih bir Kitap ki, vahyi de o kadar netleşmişki, hepsi vahiy, tertemiz, hak Kitap. Hiçbirinde kalpte sıkıntıduyulmaz, her anlatılan doğru, acaba diyeceğin hiçbir yer yok. Ama Tevrat ile İncil’e baktığımızda, kardeşim, çok fazla tahrif olmuşyer var, açık, görülüyor, alenen tahrif olmuş. Biz saf vahiy istiyoruz, bakın saf vahiy. Saf vahiy Kuran’da var. Adama soruyoruz, bu saf vahiy mi? “Yok duyduklarınıaktarıyorlar”diyor. Dört kişi ayrıayrıaktarıyor, bu nasıl olacak? Onun dediği ona uymuyor, onun dediği ona uymuyor, onun dediği ona uymuyor, öyle hak kitap olur mu, öyle vahiy olur mu? Vahiy bir tane olur ve çok net olur. Kuran’da bir tane vahiy var, çok net, her yeri vahiydir, bütün ayetleri vahiydir. Saf vahiydir, hiçbir ilave yok, ne kelime nokta da çıkışyok ve baştan sona kalp ferahlatıcıdır. İnsan Tevrat okuyor, okuyan insanların kalpleri kararıyor.

Biz de yanlışolan yerlerini çıkarttık, doğru olan kısımlarından yaptık, Tevrat’ıhazırladık. Doğru olan yerleri hakikaten nur, kalbe ferahlık getiriyor. Ben gece gündüz okuyorum Tevrat, tahrif olmamışyerleri mükemmel, İncil’in tahrif olmamışyerleri mükemmel, kalp ferahlığı. Yazık günah değil mi öbür kısımlarla milletin kalbini karartıyorsunuz, yakıyorsunuz, acıçektiriyorsunuz, ne gerek kardeşim? Tahrif olan kısımlarıbelirtin, hak olan kısımlarıokuyun. Hak olan kısımlarında namaz var, oruçvar, zekat var, sevgi var, şefkat var, merhamet var, dostluk var, Allah’ın birliği var, Allah’ısevmek var, din bu işte, tamam, ne güzel. Bu hükümlerin tamamı, Kuran’da kapsamlı, detaylı, delilleriyle, saf vahye dayalıolarak anlatılıyor. İncil’i oku tamam, hak kısımlarınıoku ama Kuran’a tam tabi ol, Kuran’ıtam yaşa, o kısmıda oku. Ben de okuyorum, ben de istifade ediyorum, kalbim ferahlıyor çok hoşuma gidiyor.

Tevrat okuyorum, çok şahane, İncil okuyorum, çok şahane ama hak kısımları. Onun için Tevrat okuyanlar, mutlaka bizim hazırladığımız kitaptan okusunlar, İncil okuyanlar bizim kitaplarımızdan okusunlar kalplerine ferahlık gelir, hoşlarına gider. Kuran okuduğunda ayırt edilecek bir yer yok, tamamısaf vahiydir. Kardeşim, vicdan azabıçekiyorsunuz, biliyorsunuz Hak Kitap olduğunu. Ben hangi Hıristiyan’la konuştuysam şu ana kadar, hep vicdan azabıçekiyorlar, Kuran’ın Hak Kitap olduğunu anlıyorlar. Desene la ilahe illAllah Muhammeden Resulullah. Asılacak mısın, ne olur? Asılsan ne olur, ne korkuyorsun? “Anam, babam ne der?”Ne derse desin. Tapınak şövalyeleri, arkadaşlar buraya geldiler, o camide konuşuyorlarmış, kendi aralarında, “Ailelerimiz ne der?”diyorlar. Desin, ne diyecek?  Allah birdir demek suçmu? Muhammed Resulullah demek suçmu? Ne güzel, doğruyu söylüyorsun, Peygamberler silsilesinin devamınısöylüyorsun, çekinecek ne var bunda? Hayır, niye ailene hesap vermek mecburiyetindesin ayrıca? Senin Müslüman olduğunu, nereden anlayacak? Gizle, madem çekiniyorsun, değil mi? Fitneden çekiniyorsan gizlersin, gizli kıl namazını. Müslüman gençkızlar var, ailesinden gizli namaz kılıyorlar, gizlice ibadet ediyorlar. Ben bilirim çok fazla, delikanlılardan da var öyle, gizlice. Babasının haberi bile olmuyor, gizlice banyoda abdestini alıyor, gizlice odasında namazını kılıyor.

2011-08-03 11:43:01

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top